‘Incel’lerden, kutsal aileye: Anayasa’ya laiklik dememe ısrarı!
2000’lerin başında Taliban yönetiminin yıkılmasından sonra Afganistan’da hem İslam hem de ataerkilliğin merkezi devletin yok denecek kadar zayıf olduğu bir ortamda nasıl şekillendiği, 2011’de başlayan Arap ayaklanmaları, Occupy Hareketi, Wall Street’i işgal et eylemleri, Gezi Direnişi ile birlikte kadına yönelik şiddetin değişen biçimleri ortaya çıktı. Siyasal İslam’a, baskıcı rejimlere karşı direnişin en önünde yer alan kadınlara karşı şiddet, siyasal sindirmeyi amaçlayan saldırı biçimlerine dönüştü.
Muktedirler kadına yönelik şiddetin değişen biçimlerini güçlerini kaybetme risklerine karşı yeni ve geçmişten farklı argüman ve yöntemlerle daha şiddetli saldırı biçimlerine dönüştürdü. Edirnekapı’daki kadın cinayeti ile ortaya çıkan vahşet yıllardır uygulanılan bu saldırı biçimlerinin sonucuydu. Neoliberalizmin sonucu artan yoksulluk, işsizlik, geleceksizlik kaygısının sorumlusu olarak kadınlar hedef tahtası haline getirildi. Kadınlar artan yoksulluğun sorumlusu ilan edildi.
Klasik ataerkillik sistemlerinin kendine özgü bir şiddet biçimi vardı. Kadınların tek başlı hanelerin mülkü addedildiği devirlerde namus diyerek kendileri üzerindeki tasarruf hakkı aile, aşiret, mahalle gibi topluluklara aitti. Kadınların kamuda görünürlüğünün artmasıyla ve kadın hareketinin yükselişi ile temel amacı yıldırma ve direnişi kırma olan yeni toplu saldırı biçimleri gördük.
∗∗∗
İşsizlik, güvencesizlik, mülksüzleşme sonucunda “erkeklik yükümlülüklerini” yerine getiremeyen ellerinde “erkekliklerinden başka” hiçbir şey kalmamış incel gibi isimlerle sosyal medyada da yaygınlaşan erkek kitleleri ortaya çıktı. İddiaları kadınların haklarının kendilerini mağdur ettiğiydi. Yıllardır sürdürülen kadın düşmanı söylemlere ülkemizde de kadına yönelik şiddetin artışını, kadın cinayetleri salgınını yaşıyoruz.
Kadınların kazandığı yeni yurttaşlık hakları, artan eğitim ve iş gücüne katılım oranları kadınları giderek kamusal alana çekti ve giderek geleneksel iş bölümlerini sarstı. Kültürel hegemonyanın giderek........
© Birgün
visit website