menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tara Mamedova’nın hüznü, Lîlav

26 1
21.09.2024

Kürtçe müzik yapanların işinin hayli zor olduğunu sözün en başında vurgulayayım da öyle başlayayım söze. Şimdi ben müzik emekçileri-sanatçıları üzerinden bunu dillendirdim ya! Eminim denecek olan şu: Kürtçe üzerinden sanat icra edenlerin hangi alanda işi kolay ki!

Doğru elbette; edebiyat, sinema, belgesel, tiyatro en önemlisi de bütün bunların kaynağı ve olmazsa olmazı olan; Dil. Ciddi bir önyargı var, hele hele iktidarın kurumlarına yaslanıp bu alanda boy göstermiyorsanız daha işin başında sırf Kürtçe olduğu için “zaten bölücü” damgasını yemiş ve ona göre ötekileştirilmişsiniz demektir.

Bu kadar uzun bir girişi niye yaptım diye düşünmüşsünüzdür. Söyleyeyim; bu sıkıntıların bir bölümünün tanığıyım. Bir bölümünün de yazılanlardan okuru ve ilk elden dinleyeniyim de ondan.

Sokağın Kürtçe müzik icra eden sanatçılarından tutun, en gösterişli salonlarda ya da her hangi bir programdaki icracılara varıncaya kadar! Bu tür programları izleyen, dinleyen sıradan “yurdum insanı”nın en esnek olanı “Kürtçeymiş, anlamını bilmiyorum ama olsun müzik evrenseldir…” der. Eh, ona da razı olalım (mı) bari.

İki gündür Tara Mamedova’nın dün dolaşıma giren “Lîlav” albümündeki altı şarkısını dinliyorum. Lîlav, Kürtçede eriyen karın suyu demek. Nizanim ve diğer şarkılar öyle Tara’nın sahne performanslarındaki hareketli, coşturan, keyifli parçalar değil. Tam tersi........

© Bianet


Get it on Google Play