İnsanları üzerinde özel bir çekim gücü yaratan varlıklar var. Bilinmeyen dünyalarda yaşayan bu canlılar, varoluşumuzu sorgulamaya davet ediyorlar. Kendimize ait kimlikleri ve bizi şekillendiren özleri sorgulatan bu garip yaşam formları, başka bir hayatın nasıl olabileceğini merak etmemize neden oluyorlar. Bu fantastik dünyada bile, yeni deneyimlere açık olmamızı istiyorlar. Ancak bu deneyimler, kişisel hikayelerimizle özdeşleştiğimiz anda anlam kazanıyor; çünkü tekil deneyim, farklı yaşam biçimlerinin özlemini çekmemizi sağlıyor.

Julio Cortázar'ın ünlü öyküsü "Aksolotlar", bir insanın "aksolotl" adı verilen tuhaf bir amfibi yaratıkla dönüşümünü ve bu varlıkla olan ilişkisini anlatır. Hikayenin kahramanı ve anlatıcısı, aksolotllarla kurduğu ilişki üzerinden kendisiyle tuhaf bir bağ kurar. Bu ilk başta paradoksal görünebilir çünkü kimlik ve yabancılık birbirini dışlar gibi gelir. Ancak zamanla anlatıcı, aksolotl'ların sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel olarak da kendisine benzeyen yönlerini keşfeder. Bu durum, insan ile hayvan arasındaki sınırların ne kadar belirsiz olduğunu ve bazen........

© Başkent'te Karar