Yasaklı dil masalı ve gerçek İran
İran’a adım attığımız anda, Türkiye’de yıllardır dolaştırılan kalıplaşmış iddiaların nasıl birer propaganda ürünü olduğu hemen fark ediliyor. Erdebil’de Şeyh Safi’nin nefesinden, Tebriz’de Şehriyar’ın dizelerinden süzülüp Tahran’a ilerlerken Türkçe her yerde karşımıza çıktı. Ne “yasak”, ne “baskı”… Aksine, Azerbaycan bölgesinden başlayan ve Rey’e kadar uzanan geniş bir coğrafyada Türkçe hayatın doğal sesi. Rey’de Tuğrul Bey’in Kulesi bütün heybetiyle yükseliyor ve tarihe, Selçuklu’ya, Türk varlığına vurulmuş bir mühür niteliği taşıyor.
Türk kamuoyuna pompalanan bir başka büyük yalan da “İran’da sokakta kadın yok” masalı. Oysa manzara bambaşka. Kadınlar çalışıyor, ticaret yapıyor, araba hatta otobüs kullanıyor. Kiminin başı örtülü, kimininki açık; ama hepsinde özgüven, toplumsal bir duruş ve görünürlük var. Ne gözlerini kaçırıyorlar ne geri duruyorlar.
Kum şehrinde bizi ağırlayan Seyyid Muhammedi, Fatıma-i Masume türbesini gezdirirken özellikle şunu söyledi: “Bakın, Kum’da en çok değer verdiğimiz türbe bir kadının türbesidir. Kadınlar baştacımızdır.” Bu sözler, dışarıdan çizilen karanlık İran tablosunun gerçek olmadığını bir kez daha gösteriyor. Elbette “kadın her şeyiyle özgür” diyemeyiz; fakat........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar