menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Osmanlı, Rus ve Fransız Arşiv Belgelerine Göre Türkiye Ermenilerinin Büyük Devletlerle İlişkileri (1891-1918)

12 18
08.11.2025

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girdiğinde ülke içinde bu savaşa sevinen bazı milletler oldu. Bunlardan birisi de: “Ermeniler” idi. Ermeniler Avrupa’nın hasta adamı Osmanlı’yı yıkmak için ellerine fırsat geçtiğini düşündüler. 1850’li yıllardan itibaren Ermeniler, Batılı ülkelerle ilişki içerisindeydi. Osmanlı Arşivlerine göre de bu ilişkiler hakkında ciltlerce belgeler mevcuttur. Fransa Doğu Hristiyanlarının hamisi rolünde olduğu için Ermenileri destekledi. Rusya sıcak denizlere inmek için Ermenileri kullanışlı bir aparat olarak gördüler. Amerika ve İngiltere ise özellikle Ermeni lobisinin etkisiyle Osmanlı’yı kötü bir millet olarak gördüler. Ermeniler, Hınçak ve Taşnaklar vasıtasıyla Osmanlı’ya karşı yeraltı faaliyetleri yürütmüştür. Batılılar Ermenileri Osmanlı’ya karşı silahlı bir ayaklanma başlatmaları için desteklediler.
Cebel-i Lübnan meselesinde Fransa etkin rol aldı. Buradaki yönetim yapısı uzun yıllar Ermenilerin özlem duyduğu yönetim biçimlerinden oldu. Bu yönetim anlayışına göre özerklik olacak ve bölgeyi Hristiyan bir vali idare edecekti. Fransa ilk başta Osmanlı Devleti’nde ıslahat yapılması ve asayişin sağlanması politikası yürütmüşler ancak 20. yüzyılın başından itibaren politikasını Bağımsız Ermenistan olarak değiştirmiştir (Altıntaş, 2005: s. 26-27). Fransa gibi Batılı pek çok ülke Osmanlı’daki anarşist hareketlere kucak açmışlardır. Batılılar Ermenilerin düzenlediği şiddet eylemlerine ön hazırlık, haberleşme sağlanması, silahların temini gibi konularda yardımcı olmuşlardır (Altıntaş, 2005: s. 75-76).
Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile Rus ordusunda Ermeniler gönüllü olarak savaşmışlardır. Doğu Anadolu’da Ermeniler, Müslümanların yaşadığı yerlerde katliamlar yaptılar. Ancak Rusya’nın savaştan çekilmesiyle sahipsiz kalan Ermeniler, Fransa, İngiltere gibi ülkelerden medet umdular. Fransa ve İngiltere Doğu Anadolu’da Rusya’ya ve Pan-Turanizme karşı set oluşturmak için Ermenileri kullanmak istediler. Bu süreçte İngiltere Ermeniler’den Mezopotamya ve İran’da da yararlanmaya çalıştı. İngiliz Dışişleri Ermenileri desteklemek için finansal destek istedi ancak ABD Türkiye ile savaşta olmadıklarını belirterek projeyi iptal etti. Bogos Nubar’da zaten Ermenilerin sadece Kafkasya’da savaşması gerektiğini düşünüyordu. (Başak, 2013: s. 100-102).
Osmanlı’nın toprak paylaşımında Batılılar Ermenileri kullanılmaya müsait bir millet olarak gördüler. Eğitimli nüfusunun çok olması dolayısıyla Amerikalı misyonerler Ermeni okulları açtılar (Kuzgun, 2016: s. 40) Yetimhaneler, okullar, ticarethaneler vs Osmanlı topraklarında Ermenilerin hâkimiyeti altındaydı. Osmanlı Devleti içinde Ermeniler önemli mevkilere gelebiliyordu. Ermeniler nüfuzlarını kullanarak Hınçak ve Taşnaklara el altından maddi ve manevi destek verdiler.
Ermenilerin yaşadığı tüm yerlerde Amerikalı misyonerler çalışmalar yürüttü. Ermenilerin yaşadığı yerlerde Ermeniler aleyhine olan tüm gelişmeler Avrupa’ya aktarıldı. Amerikalı misyonerlerin Ermeni davasına hizmet ettiği söylenebilir. Ermenilerin 19. yüzyılın sonlarından itibaren başlattıkları ayaklanmalara Osmanlı Devleti sert biçimde karşılık vermiştir (Kuzgun, 2016: s. 44) Ayaklanma başlattıktan sonra devletten sert bir şekilde yanıt alan Ermeniler ülke dışında ajitasyon faaliyetlerine başlayıp mağdur rolü oynamışlardır.
Osmanlı Dâhiliye Nezareti 9 Şubat 1915’de bir tamim yayımlatarak isyanı başlatanları ve Ermenileri silahlandıran komite yuvalarını dağıtmıştır.24 Nisan 1915’te ise genel bir tamim yayımlayarak komite elebaşları tutuklanmıştır (Kuzgun, 2016: 45).
Ruslar ise arşiv belgelerinde Ermenilerin Birinci Dünya Savaşı’nda Müslümanlara yönelik yaptıkları katliamları aşırı bulmuştur. Divan-ı Harp kurup katliam yapanları yargılamışlardır. Rus subaylar resmi yazışmalarda bunlara değinmektedir. Ruslar gerekli önlemleri almaya çalışsa (Süslü, 1987: s. 31-38) da Ermenileri durdurmamışlardır. Bu proseste Ermeniler fiili olarak Rus ordusunda savaşmışlardır. Ermeni iddiaları ise bunun tam aksi yönündedir. Onlara göre; Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı faciasının müsebbibi olarak Ermenileri görmüş. Bu yüzden de Ermenilere katliam yapmıştır. Ermenilerde kendilerini korumak için silaha sarılmıştır. Oysa bu sav gerçeklikten tamamen uzaktır. Sadece Osmanlı arşiv belgelerinde değil, Fransız, İngiliz, Rus arşivlerinde de Osmanlı Devleti Ermenilere kötülük yapmadan önce Ermeniler “Bağımsız Ermenistan” için silaha sarılmıştır.
Ermeniler Tehcir olayından sonra yoğun olarak göç ettikleri yerlerde Türkiye aleyhine propaganda faaliyetleri yürütmüştürler. Olaylardan habersiz toplumlarda Türkleri kötü insanlar olarak algılamıştır. Oysa savaşı başlatanlar Ermenilerdir. Hemen hemen bütün arşivler aynı şeyleri söylemektedir. Ermeni arşivlerinden söz etmek gerekirse Ermeniler bu konuda araştırma yapılmasından rahatsız olmaktadır. Örneğin; Ermeni meselesi ile ilgili yazdığım makalelerden dolayı “Hyetert” adlı Ermeni haber portalı ve “Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri Sorunları Araştırma Merkezi” şahsımı web sayfalarında fişlemiştir. Ermeniler bu konunun bilimsel anlamda tartışılmasını istememektedir. Çünkü tezleri tartışıldığında haksız çıkacaklarını bilmektedirler. Oysa günümüzde Türkiye tarafı arşivlerini açmış ve tartışmaya hazırdır.

Osmanlı Devleti’nde Ermeni-Amerikan ilişkilerinin yoğun olarak yaşandığı dönem: “1896-1918”dır. Bu dönem aralığında özellikle Amerikalı misyonerler Osmanlı Devleti’nde açtığı okullar vasıtasıyla Avrupa ülkelerine raporlar sunmaktadır. Bu raporlar sayesinde Ermeniler seslerini Batılı ülkelere duyurma fırsatı elde ettiler. Böylelikle Avrupa’da Türklere karşı kin ve düşmanlık arttı (BOA, HR. SYS: 2858/13). Amerikalı misyonerlerin Ermeniler üzerindeki gücünün dini boyutta olduğunu da ifade etmek gerekir. Zira Katolik Ermenilerin birçoğu Protestanlık mezhebine geçmiştir (BOA, Y. A. HUS: 343/58). Osmanlı Devleti’de bu durumdan oldukça rahatsızdı. Çünkü Osmanlı Devleti, Amerikalıların Ermenilerin din değiştirme suretiyle onların üzerinde dini ve politik hâkimiyet sağladığını düşünüyordu (BOA, Y. A. HUS: 344/47). Amerikalı misyonerler aynı zamanda Ermeniler için mitingler yapıp para toplama faaliyeti de yaptılar (BOA, HR. SYS: 2834/26). Amerikan Kızılhaçı’da bu yardımları destekledi (BOA, A. MKT. MHM: 694/2). Amerikalı misyonerler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 19. yüzyılın sonlarından itibaren Ermeni ayaklanmalarını da desteklemiştir. Örneğin; Antep’te Amerika Mektebi’nin müdürü Fuller ve memurları Ermeni ayaklanmalarına katılmıştır (BOA, HR. SYS: 2889/65). Amerikan gazeteleri de Ermeni ayaklanmalarıyla yakından ilgilenmiştir. Christian Herald gazetesinin teşvikiyle bazı Amerikalı misyonerler Ermeniler için 7 tane yardım komitesi kurmuşlardır (BOA, HR. SYS: 2834/32). Van’da ikamet eden Amerikalı misyoner Miss Kimball’da Osmanlı Devleti aleyhine yayınlarda bulunmuştur (BOA, HR. SYS: 2289/82). Görüldüğü üzere 1890’ların başından itibaren Amerikalılar Ermeni meselesi ile ilgilenmektedir. Osmanlı Devleti’ne göre; Amerikalıların Ermeni meselesi ile ilgilenmesinin başlıca sebebi; Ermenilerin Hristiyan olması değildi, onlara göre Amerikalı misyonerler Amerikan toplumunu yanlış yönlendirmekteydi. Amerikan Devleti ise Osmanlı topraklarında karışıklıklar çıkaran misyonerlere sahip çıkmaktaydı. Bu durum Osmanlı-Amerikan ilişkilerini olumsuz etkiledi. Washington Post gibi Amerikan gazeteleri ise Ermeni Meselesinde asıl sorumluluğu İngiltere’ye atmaktaydı (BOA, HR.SYS: 65/64). Amerikan gazeteleri içinde olaylara sağduyu ile yaklaşanlarda vardı. New York Herald gazetesi Amerika’ya göç eden Ermenilere sahip çıkılmaması gerektiğini, Amerikalı misyonerlerin Osmanlı topraklarında huzur içinde yaşadıklarını ifade etti (BOA, HR. SYS: 74/29). Amerikan hükümeti Ermeni Meslesi’nde hiçbir ittifak içinde yer almadığını sadece dolaylı olarak İngiltere’yi desteklediğini ifade etmiştir (BOA, HR.SYS: 69/31). Ancak bu açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Amerika’ya göç eden Ermeniler Amerika’nın Ermeni Meselesindeki politikalarını doğrudan etkilemekteydi. Amerikan devleti ülkesi içinde Ermenilerin bütün zararlı faaliyetlerine göz yummaktaydı. Bu zararlı faaliyetlerin içinde Ermeniler askeri eğitim dahi alıyorlardı (BOA, HR.SYS: 2742/12). New York’ta Thomas Çarşafciyan adlı bir anarşist Ermeni Cemiyeti kurmaya kadar işi ileri götürmüştür (BOA, HR.SYS: 2862/55). Bütün bunlar Amerikan Devleti’nin bilgisi dahilindeydi. Resmi ağızdan Ermeni Meselesine taraf olmadığını söyleyen Amerikan Devleti, aslında taraf tutmaktaydı. Her ne kadar Osmanlı Devleti, Ermeni Cemiyetlerinin gözetim altında tutulmasını talep etse de gerekli önlemler bir türlü alınmadı. Ayrıca Ermeni yoksullar için toplanan paralar Hınçak ve Taşnak komitelerine gidiyordu. Ermeni yetimleri için giden paraların nerede kullanıldığı da meçhuldü (BOA, HR. TO: 358/21). Osmanlı Devleti Amerikan Devleti’ni hassasiyetleri noktasında uyarmasına rağmen gerekli önlemler alınmadı. Boston, New York, Lawrence gibi yerlerde Ermeniler kendi militanlarının resimlerini taşıyarak para toplama faaliyetlerinde bulundu (BOA, İ. HUS: 1322 S./54). Amerikan Devleti, Osmanlı ileri gelenlerini şehit eden Ermeni militanları da teslim etmede güçlük çıkardı (BOA, Y. A. HUS: 493/1). Ermeniler yardım cemiyetleri adı altında devlet aleyhine zararlı faaliyetler yürüttüler. Bitlis’te Amerikalı Mr. Cole adında birisi Ermeni militanlarının haberleşmesini sağladığı ortaya çıktı (BOA, A. MKT. MHM: 625/18). Tüm bu olanlara karşılık 1905 yılından itibaren Amerikan Devleti Osmanlı Devleti’nin baskısı üzerine Ermeni Cemiyetlerini izleme kararı aldı (BOA, Y. PRK. HR: 34/96). Ancak bu sadece göstermelik bir karardı. Çünkü Ermeniler Amerika’da miting yapmaya, haraç kesmeye ve çeşitli terör faaliyetleri yapmaya devam etti ve bütün bunlar da Amerikan Devleti’nin bilgisi dahilinde oldu. Osmanlı Devleti Ermeni meselesini kendi iç sorunu olarak görürken Batılı Devletlerin bu konuyla ilgilenmesinden rahatsızlık duymaktaydı. Örneğin; Osmanlı toprakları üzerindeki Amerikan konsoloslukları bu meseleyi büyütmek elinden geleni yapmıştır (BOA, HR. SYS: 2168/46). Osmanlı Devleti Ermeni meselesini kışkırtmak isteyen Amerikalıları sınır dışı etmekle çözüm bulmaya çalışmıştır (BOA, DH. EUM. 5. Şb: 19/55). Amerikalılar ise buna karşılık Ermeniler lehine kamuoyunun dikkatini çekmek için konferanslar düzenlemiştir (BOA, HR. SYS: 2883/25). Amerika’nın Büyükelçisi Schavonian ile kâtibi Andonyan Ermenilerin birbirileriyle haberleşmesine yardım etmiştir (BOA, EUM. 2 Şb: 27/36). Amerika eski İstanbul Büyükelçisi Morgenthau ise Ermenistan’ın bağımsızlığını kazanacağını bir konferansta belirtmiş ve bunun için 10 milyon dolarlık yardım kampanyası başlatmıştır (BOA, HR. SYS: 2884/46).
Sonuç olarak 19. Yüzyılın sonlarından itibaren Amerikan Devleti, Osmanlı-Ermeni sorununda tarafını açıkça belli etmiştir. Resmi söylemlerde tarafsızlığını ve herhangi bir ittifaka katılmayacağını açıklayan Amerikan Devleti, de facto olarak Ermenileri desteklemiştir. Mitingler yapılmış, cemiyetler kurulmuş, yardım kampanyaları başlatılmış, Taşnak ve Hınçak terör örgütleri üs olarak Amerika Birleşik Devletleri’ni kullanmıştır. Osmanlı Devleti gelişen olaylara karşı diplomatik olarak çözüm üretmeye çalışsa da başarılı olamamıştır.

Rusya, Ermeniler ile 17. yüzyıldan itibaren ilgilenmeye başlamıştır. İlgilenmesinin sebebi ise Rusların Ermeniler vasıtasıyla güneye inme politikasıdır. Ermeniler bağımsız bir Ermenistan kurmanın özlemi içinde büyük bir güce ihtiyaç duyuyordu. Bunun için de Rusya’nın desteğini sağlamaya çalıştılar. Ermeniler, Rus-Osmanlı Savaşlarında da Rusya’nın tarafını tutmakla yetinmemiş aynı zamanda Rus ordusunda gönüllü askerlik yapmışlardır.........

© Aydınlık