menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye'nin Batıya rahatsız edici yakınlaşması

13 0
07.11.2025

SSCB yıkılmasaydı AB Türkiye’yi bünyesine katabilirdi. Zira büyümek istiyorlardı. Türkiye’den başka alternatifleri yoktu. Fakat SSCB yıkılınca otuza yakın Avrupalı devlet bağımsız oldu. Türkiye’nin ve bu devletlerin eşzamanlı üye olmalarının yükünü kaldırması mümkün olmayan AB, doğal olarak önceliğini taze devletlere verdi. Ankara’yla ilişkiler Türkiye’nin gümrük birliğine katılımı sağlanarak geliştirildi.

AB’nin Türkiye ile ilgili stratejisi 2009 krizinden sonra değişti. AB hem kısa sürede yüz milyondan kalabalık nüfusu bünyesine kattığından hem de kriz nedeniyle darboğaza girdiğinden Türkiye’nin üye yapılmasından vazgeçti. Brüksel’in önceliği, yeni üyelerle bütünleşmek ve zamana yayarak Balkanlarda (Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Bosna) Doğu Avrupa’da (Moldova, Ukrayna) ve daha sonra Kafkasya’da (Ermenistan ve Gürcistan) genişlemekti.

AB’nin bu tavrı Ankara’nın bağımsız dış politika takip ederek Rusya ve Çin’le yakınlaşmasına yol açtı. Türkiye zaman zaman Ortadoğu’da, Balkanlarda, Kafkaslarda ve Afrika’da AB devletleriyle karşı karşıya geldi. Bu durum ilişkileri daha da kötüleştirdi ta ki Avrupa’ya göçmen akını başlayana kadar. Batı, göç yoğunlaşınca, ana rotalardan birinin geçtiği Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmek zorunda kaldı.

Batıyı, Türkiye siyasetini kökten değiştirmeye, Rusya-Ukrayna savaşı zorladı. AB; ABD ve İngiltere’ye güvenerek doğuya doğru genişliyordu. Bağımsız politikalar izlemekte kararlı olan İngilizlerin AB’den ayrılması ve ABD’nin Ukrayna’ya sadece silah yardımı yapması AB ülkelerini takip ettikleri siyaseti sorgulamaya itti.

Ordularının ve savunma sanayilerinin özellikle konvansiyonel kategorilerde son derece........

© Analiz