menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki kadını aynı anda seven adam: Lefter

10 4
21.11.2025

Lefter bir Atatürk hayranı idi. Evinde bulundurduğu Atatürk büstünün önünden her geçtiğinde ona selam verirdi...

Şair Bedri Rahmi Eyüboğlu şöyle yazmıştı:

“İstanbul deyince aklıma Stadyum gelir

Kanımın karıştığını duyarım ılık ılık

Memleketimin ver Lefter’e yaz deftere insanlarına

Daha fazla sokulmak isterim yanlarına

Ben de bağırırım birlikte Avazım çıktığı kadar

Göğsümü gere gere : Ver Lefter’e yaz deftere”

Atatürk: "Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”

Fenerbahçe divan kurulu üyesi Manol Taylan’ın ona taktığı “Ordinaryüs" lakabını fazlasıyla hak eden Lefter: "6-7 Eylül 1955 olaylarından 15 gün önce gol attığımda omuzlardaydım. En kötüsü 6 -7 Eylül 1955'te yıllardır haftalık harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. Kızlarım küçüktü, onları öldürmeye kalktılar. Çok sordular kim yaptı diye, ama o gün de söylemedim, bugün de söylemeyeceğim."

Lefter'in babası: " Ne kargayı gül bahçesine ne bülbülü çöplüğe alıştırabilirsin"

NetFlix prodüksiyonu Lefter: Bir Ordinaryüs Hikayesi son yıllarda dünya üzerinde çekilen en iyi birkaç filmden biri...Hatta 2025'in "Chariots of Fire"ı, "Escape to Victory"si...

"Müslüm Gürses" biyografisini de yöneten Can Ulkay'ın Lefter: Bir Ordinaryüs Hikayesi tam bir başyapıt...

Ayşe İlker Turgut’un Lefter’in hayatıyla uzun soluklu bir araştırma yaptığı, Haluk Hergün’ün danışmanlığından Lefter'in Halit Kıvanç'a anlattıklarından yararlandığı, Fenerbahçe kulübünden de destek aldığı belli oluyor.

1964'te yaşlılık nedeniyle emekli olan Fenerbahçe marşında adı anılan Lefter Küçükandonyadis (1924-2012) rolünde Erdem Kaynarca Daniel Day Lewis ayarında bir oyunculuk doruğuna ulaştı...

Lefter'in ailesi, 20. yüzyıl başında Arnavutluk'tan Büyükada'ya göçen Rum kökenli bir aileydi.

1942 yılında çıkan Varlık Vergisi’nde, adalı yoksul bir balıkçı olan Lefter’in babası Hristo Küçükandonyadis’in vergilendirilecek malı olmadığı için, ailesi kanundan etkilenmemişti.

Lefter 1943-1947 arasında Diyarbakır'da askerliğini yaptı...İki kadını aynı anda aynı oranda sevdi ve ikisi kız üç çocuğu oldu...

Lefter Küçükandonyadis 615 maçta (bunların 50'si Türk milli takımındaydı) 445 gol atmıştı...

Lefter, Fenerbahçe’de 400 gole ulaşmış ve ‘Ordinaryüs’ lakabıyla anılmıştı.

3 Ekim 1951'de 17.500 liralık transfer ücretiyle İtalya'nın Fiorentina takımına transfer oldu.1 yıl da Fransa'nın OGC Nice takımında oynayan Lefter, 1953-1954 sezonundan itibaren yeniden Fenerbahçe'de top koşturmaya başladı...

Real Madrid'in teklifini reddetmesiyle de şöhreti büyümüştü.

Asıl ismi: Lefter değil, Lefteris.

Asıl Soyadı: Küçükandonyadis değil, Andonyatis.

Annesi Türk değil Rum: Argiro Andonyatis.

Dört kardeşlerdi: Domma, Ponanis, Zapho ve Lefteris.

Arnavutça bilirdi. Lefter'in defnedildiği yer Büyükada Ortodoks Mezarlığı'dır.

Viktor Apalaçi'nin "Orta Koltuk"taki yazısı zannediyorum Lefter filmini en iyi anlatan değerlendirme...

Şair Bedri Rahmi Eyüboğlu şöyle yazmıştı:

İstanbul deyince aklıma martı gelir

Yarısı gümüş, yarısı köpük

Yarısı balık yarısı kuş

İstanbul deyince aklıma bir masal gelir

Bir varmış, bir yokmuş

İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir

Anadolu'da toprak damlı bir evde

Gülcemal üstüne türküler söylenir

Süt akar cümle musluklarından

Direklerinde güller tomurcuklanır

Anadolu'da toprak damlı bir evde çocukluğum

Gülcemalle gider İstanbul'a

Gülcemalle gelir

İstanbul deyince aklıma

Bir sepet kınalı yapıncak gelir

Şehzadebaşı'nda akşam üstü

Sepetin üstünde üç tane mum

Bir kız yanaşır insafsızca dişi

Boyuna bosuna kurban olduğum

Kalın dudaklarında yapıncağın balı

Tepeden tırnağa arzu dolu

Sam yeli, söğüt dalı, harmandalı

Bir şarap mahzeninde doğmuş olmalı

Şehzadebaşı'nda akşam üstü

Yine zevrak-ı derunum

Kırılıp kenara düştü

İstanbul deyince aklıma Kapalıçarşı gelir

Dokuzuncu Senfoniyle kolkola

Cezayir marşı gelir

Dört başı mamur bir gelin odası

Haraç mezat satılmakta

Bir gelinle güvey eksik yatakta

Köşede sedef kakmalı tombul bir ut

Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta

Sonra ellerinde şamdanlar nargileler

Paslı Acem kılıçları

Amerikan kovboyları

Eller yukarı

Ne kadar da beyaz elbiseleri

Amerikan deniz erleri

Kocaman bir papatyadan yolunmuşlar gibi

Sütten duru buluttan beyaz

Beyazın böylesine ölüm yakışır mı dersin

Yakışmaz

Ama harbederken onlara

Bambaşka elbiseler giydirirler

Kan rengi, barut rengi, duman rengi

Kin tutar, kir tutmaz

İstanbul deyince aklıma

Kocaman bir dalyan gelir

Kimi paslı bir örümcek ağı gibi

Gerinir Beykoz'da

Kimi Fenerbahçe'de yan gelir

Dalyanda kırk tane Orkinos

Kırk değirmen taşı gibi dönmektedir

Orkinos dediğin balıkların şahı Orkinos mavzerle gözünden vurulur

Denizin içinde ağaçlar devrilir

Kan çanağına döner dalyanın yüzü

Camgöbeği yeşili bulanır

Bir çırpıda kırk Orkinos

Reisin sevinçten dili dolanır

Bir martı gelir konar direğe

Atılan Kolyosu havada yutar

Bir başkasını beklemez gider

Balıkçı gülümser tatlı tatlı

Adı Marikadır bu........

© Akdeniz Gerçek