Sabah evden çıktığımda hava günlük güneşlikti. Panjurlardan biri yarı kapalıydı. Belgeselimin gösterildiği etkinliğin ortasında telefonum çaldı. Apartman görevlimiz “panjurunuz uçtu” dedi!

Antalya’daki fırtına koskoca panjuru söküp atmış, sokağın ortasına fırlatmış. Kanım dondu. Neyse ki o an sokakta kimse yoktu, kazaya sebep olmadı. Bana panjurun kırılan, sokağa dağılan parçalarını toplamak kaldı.

Bu yazı yazılırken Antalya’daki fırtınanın hızı saatte 118 kilometreye ulaştı.

Aşırı hava olayları “Yeni Normalimiz” oldu. Gözümüzün önünde dünya değişiyor. Küresel iklim krizinin etkilerini şaşırarak izliyoruz. Antalya’da, İzmir’de hortumlar görülüyor. İstanbul’un orta yerinde toprak kayıyor.

Bugün şiddetli rüzgâr Konyaaltı’ndaki bazı ağaçları devirdi. Dev dalgalarla oynamak isteyen iki genç son anda boğulmaktan kurtarıldı. Yaz sezonuna hazırlık yapan işletmelerin şemsiyeleri, şezlongları denize uçtu. Mahalledeki dut ağacının bir kısmı, sokakta park halindeki aracın üzerine yıkıldı!

Küresel iklim krizinin etkileri artık “Yeni Normalimiz!”. Dünyayı tüketme hızımız, dünyanın kendini yenileme hızını çoktan geçti. İnsanoğlunun atmosfere saldığı sera gazları, bu gazların atmosferdeki yoğunluğu, milyonlarca yıldır görülmemiş seviyeye ulaştı. Küresel ısınma eşiği 1.5 santigrat dereceyi aştı. Dünyanın Sanayi Devrimi’nden sonraki en sıcak dönemini yaşıyoruz. Yerküre, rekor oranda su seviyesi artışı ile karşı karşıya.

Atmosferi ve doğayı tahrip eden alışkanlıklarımızdan vazgeçmezsek, iklim krizinin ölümcül sonuçlarıyla karşı karşıya kalacağız. Ve belki insanlık da soyu tükenecek canlılar arasında yer alacak.

Bilinçsizce tükettiğimiz suyun, havanın, dünyamızın tüm sorumluluğu çocuklarımızın omuzlarında bir yük olacak. Belki de bu yüzden İklim Değişikliği birçok ülkenin eğitim müfredatına alındı. Batılı ülkelerin çocukları, erken yaştan itibaren çevre bilinci farkındalığı ile yetişiyor. Ya Türkiye’nin çocukları?

Ya biz? Ne kadar bilinçliyiz?

Günlük hayatımızda yaptığımız herşeyin gezegeni etkilediğini biliyor muyuz? Bir dilim peynir yediğimizde 90 litre suyu tükettiğimizi, çürük bir avokadoyu çöpe attığımızda 700 litre suyu çöpe attığımızın farkında mıyız? Bir porsiyon köfte yerken, sığıra verilecek samanın üretimi için, 3500 litre su harcandığını, Elimizi, yüzümüzü yıkadığımızda 4 lt su harcadığımızı, sifonu çektiğimizde 15 lt su tükettiğimizi biliyor muyuz? Bulaşıkları elde yıkadığımızda 103 lt, makinede yıkamayı tercih ettiğimizde sadece 9lt su harcıyoruz.

Ölçemediğimiz, farkında olmadığımız bir şeyi kontrol altına almamız çok zor. Bu nedenle günlük hayatımızdaki faaliyetlerimizin atmosfer üzerindeki ekilerini Karbon Ayak İzi ve Su Ayak İzi olmak üzere iki değer üzerinden ölçüyoruz. Antalya’yı saatte 118 km hızla sallayan fırtınada, Su Ayak İzi’mi ölçtüm. Panjurumun uçtuğu gün, radikal kararlar aldım.

Size de öneririm… Aldığım kararlar gelecek pazar yazısının konusu olsun.

Fırtınasız günler dileğiyle, kalın sağlıcakla…

QOSHE - Panjurumun uçtuğu gün! - Tuluhan Tekelioğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Panjurumun uçtuğu gün!

13 0
21.04.2024

Sabah evden çıktığımda hava günlük güneşlikti. Panjurlardan biri yarı kapalıydı. Belgeselimin gösterildiği etkinliğin ortasında telefonum çaldı. Apartman görevlimiz “panjurunuz uçtu” dedi!

Antalya’daki fırtına koskoca panjuru söküp atmış, sokağın ortasına fırlatmış. Kanım dondu. Neyse ki o an sokakta kimse yoktu, kazaya sebep olmadı. Bana panjurun kırılan, sokağa dağılan parçalarını toplamak kaldı.

Bu yazı yazılırken Antalya’daki fırtınanın hızı saatte 118 kilometreye ulaştı.

Aşırı hava olayları “Yeni Normalimiz” oldu. Gözümüzün önünde dünya değişiyor. Küresel iklim krizinin etkilerini şaşırarak izliyoruz. Antalya’da, İzmir’de hortumlar görülüyor. İstanbul’un orta yerinde toprak kayıyor.

Bugün şiddetli rüzgâr Konyaaltı’ndaki bazı ağaçları devirdi. Dev dalgalarla oynamak isteyen iki genç son anda boğulmaktan kurtarıldı. Yaz sezonuna hazırlık yapan işletmelerin şemsiyeleri, şezlongları denize uçtu. Mahalledeki dut ağacının bir kısmı, sokakta park halindeki aracın üzerine........

© 12punto


Get it on Google Play