Üniversite gençliği
AKP iktidarında üniversite sayılarında hızlı bir artış oldu. Yükseköğretimde okullaşma oranı % 46’ya yükseldi.
Gençler üzerinden büyük fırsat yakaladığını düşünen iktidar, Üniversiteleri yandaş rektörler, dekanlar, öğretim üyeleri aracılığı ile dizayn etmenin konforunu yaşarken, bilmediği bir şey vardı.
Üniversite kapıları sadece mesleki bir geleceğe açılmıyordu.
O kapılar, aydınlanmaya da açılıyordu.
Üstelik tarihimiz bunun somut kanıtlarıyla doluydu.
1922 yılının 3-4 Nisan günleriydi. İstanbul Darülfünunu öğrencileri süresiz boykot kararı almıştı. Kurtuluş Savaşına, Mustafa Kemal’e ve Türklüğe karşı çıkan hatta hakaret eden “mandacı” öğretim kadrosunun görevden uzaklaştırılmasını istiyorlardı.
Bu eylem tarihe “Darülfünun Grevi” diye geçti. Ali Kemal, Cenap Şahabettin, Hüseyin Danış, Rıza Tevfik ve Marujan Barsamyan adlı öğretim üyelerinin ilişkilerinin kesilmesine kadar da sürdü.
Öğrenciler, bağımsızlığın, vatana ve ulusa sahip çıkmanın öncüsü olmuşlardı.
Ancak Darülfunun, 1924-1928 yılları arasında gerçekleşen Devrimlere de duyarsız kaldı. Harf devrimine karşı çıkan müderrisler oldu. Tüm yeniliklere direnildi.
6 Haziran 1933’te ise Üniversite Reformu ile kapatıldı ve İstanbul Üniversitesi kuruldu.
Bu bir dirilişti. Akla, bilime ve uygarlığa, Aydınlanmaya açılan kapıydı.
İstanbul Üniversitesi, tarihi boyunca Cumhuriyetin ve demokrasinin kılavuzu oldu. Atlı polislerin yerlerde sürüklediği Rekörü Ord. Prof.Dr. Sıddık Sami Onar’ı, devrim şehitlerini hiç unutmadı.
Üniversitelerin şanlı mücadelelerini görmezden gelenler, ülkenin dört yanına üniversite açarak kendi “kindar gençlik projelerine” destek arayanlar bir şeyi........
© 12punto
