O, bir asır önceydi!
18 Mart günü, 15 – 16 yaşındaki çocukların dahi şehit oldukları, büyük komutan Mustafa Kemal’in, askere, “size ölmeyi emrediyorum” komutunu verdiği, tarihin en kanlı, fakat bir o kadar da savaşı kazanan ulusumuz için hemen hiçbir ulusa nasip olmamış olağanüstü koşullarda kazanılmış zafer, şan ve şerefin yıldönümüdür. Ulusumuza kutlu olsun! O muhteşem zafer için, o savaşı tüm dünyayı kendisine hayran bırakırcasına üstün askerlik zekâ ve sezgisiyle yöneten komutan için tarih sayfalarına altın harflerle yazılmış gurur belgelerine benim burada edecek tek bir sözüm dahi olamaz, ancak bu ihtişam önünde saygı ile eğilirim! Bu muhteşem tarihsel olayı burada bırakıp, ondan yüz yıl sonraya, ülkeyi nerelere taşıdığımıza bakmak istiyorum.
Evet, bir asır önce tarih yazıldı da, ulusumuz bugün bu tarihe layık bir yönetime ve uluslararası alanda mümtaz mevkie sahip midir? İşte, bugün değerli okurlarla bu konuyu konuşmak istiyorum. Ulusun yekvücut olarak ülkeyi kurtarmaya çalışan bu ulus, nasıl oluyor da bugün parçalanmış olarak ulusun kaderini bir siyasi örgütün kaderine bırakmaya reva görebiliyor! Çanakkale’de canlarını seve seve veren 15 – 16 yaşındaki çocuklar, o zamanın tüm yetişmiş elemanları, ülkeyi bugün bu hale getirmemiz için mi bu fedakârlığı yaptılar? Ülkenin tüm değerlerini emperyalistlere teslim ederken; bir asır önce geçilemeyen Çanakkale’ye, adeta o muhteşem zaferi çiğnercesine ülkenin gelecek nesillerini de teslim alırcasına borçlanarak meşum köprüyü yaparken; Arap kökenli yabancılara satılan/verilen arsaların önünde yapay deniz yaratırcasına, hiçbir fenni önerileri dinlemeden ve ikazları umursamadan ulusumuzu bir kez daha gelecek nesillere kadar borca sokarak Kanal İstanbul’u tasarlarken hiç mi geçmişe olan sadakatimizi ve geleceğe olan borcumuzu dikkate almıyoruz? Bu nasıl bir düşünce sistemidir; hadi geçmişimizi dikkate almıyoruz, peki geleceğimizi niçin bu kadar tehlikeye atıyoruz ki! Kapitalizm ve emperyalistin oyunu kalplerimizi bu kadar mı kararttı, gözümüzü bu kadar mı körleştirdi!
Kapitalizmin sınıflara böldüğü toplumumuzu, bir de toplumu parçalayıcı siyasi kadronun önüne asfalt yol döşeyerek hangi amaçla nerelere taşıdığımızın farkında olalım, lütfen! Dünya kapitalizmi sıkışmış olarak bizler gibi çevresel konumlu ekonomilere aç kurt gibi saldırmaktadır. Zira merkez gelişmiş ekonomiler bizlerden çektikleri kaynaklarla kendi refah düzeylerinin aşırı erimesini engellemeye çalışmaktadır. Bizlerden çektikleri eğitilmiş ve gelecek vadeden genç beyinler, toplumsal hazinemiz olan........
© 12punto
visit website