Devlet örgütlü sosyal cinayet
Bu ifade Friedrich Engels’in, İngiltere’de emekçilerin çalışma koşulları üzerine 1845 yılında yazmış olduğu bir kitapta geçer. Marx’a ve Engels’e tarihsel eserlerinin oluşumunda ilham veren İngiltere’deki dönemin çalışma koşulları, sermayenin emeği nasıl acımasızca, hatta insanlık dışı koşullarda sömürdüğünün resmidir. Zamanla toplumlar ilerledikçe ve emekçilerin sömürü karşısında sürdürdükleri mücadeleler sonucunda çalışma koşullarında bazı iyileştirmeler yapılmış olmasına rağmen, koşullar mekân ve zaman farklarıyla günümüze dek sürdürülmektedir. Unutulmaması gerekir ki, çalışma koşullarında yapılan iyileştirmelerde emekçilerin mücadelesi yanında, 1917 Sovyet Devrimi’nin katkısı da çok büyüktür. Bir devlet için oldukça kısa sayılacak süre yaşamış olan Sovyetler birçok konuda insanlığa örnek olmuş, yol göstermiştir.
Altın ne kadar değerli olursa olsun, insan ve toplum yaşamından daha değerli olamaz, olmamalıdır. Ama ne yazık ki, olmaktadır. Son maden cinayetinde toprak altında kalan emekçilerin kurtarılması için çalışılmaktadır, fakat her geçen saniye umutları yok etmektedir. Türkiye henüz kalkınmamış bir ülkedir, fakat madeni işleten şirket ileri bir ülke şirketidir. Her ne kadar yerli ortakları olsa da şirketin menşei yabancıdır, yani sanki şirket medeni bir ülkeye aittir. Şirket medeni bir ülkeye ait olsa da, acaba yaklaşık 180 yıl önce Engels’in tespitlerden olumlu yönde ciddi değişiklikler olmuş mudur, dersek! Yanıtımız kocaman bir “hayır”dır. Çünkü sistem aynı adı taşımakla beraber, günümüzün neoliberal politikalarında geçmişten de daha yoğun sömürü sistemidir. Nitekim son kazada yabancı şirket gerekli önlemleri almadığı gibi, onunla sözleşme imzalamış ve izin vermiş Türk makamlar da etkin denetim yapmamış ya da tedbir almamış gözükmektedir.
Engels’in iktisat yazımına kazandırdığı sosyal cinayet söylemi salt ilgili firmayı, yani sermayeyi........
© 12punto
visit website