1 Mayıs bayram değildir
Şöyle bir hayal geliştirelim; 1 Mayıs günü tüm emekçiler siyah giysiler içinde, ellerinde siyah çiçeklerle mini gruplar halinde büyük kentlerde, özellikle de emekçi bölgelerde, önemli caddelerde kimseyi rahatsız etmeden ve suç teşkil edecek hiçbir olaya karışmadan yürüse, kim ne yapabilir? Çünkü ne etrafa rahatsızlık vermeden siyah kıyafetler giyinmek, ne de ufak gruplar halinde yürümek suçtur. Peki, böylesi bir gösteriyi halk nasıl algılar, güvenlik güçleri nasıl tepki koyar ve ertesi gün medya olayı nasıl yansıtır? Benim düşüncem şudur ki, böylesi sessiz bir gösteri, gerekli çevreler üzerinde davullu, zurnalı, hele de halay gruplarının bol eğlenceli 1 Mayıs kutlamasından çok daha etkili olur. Bu ses, sermaye ve sermayenin siyasi ortağı hükümet tarafından duyulur. O zaman şöyle düşünelim, 1 Mayıs bir şenlik ve kutlama günü müdür, yoksa sömürü ve sair sosyal sorunlar üzerinde düşünme ve ilgili makamlara sorun çözücü proje üretmeleri için mesaj verme günü müdür?
Ne gariptir, emekçiler 1 Mayıs’ı kutlarken devleti muhatap alıp sermayeyi arka plana atar. Emekçi dostlarımız bu tavırları ile çok ciddi bir hata içine düşmekte ve mücadelede asıl hedeften sapmaktadırlar. Şunu çok net bilmeliyiz ki, emekçilerin denetimli olarak bir alanda bayram havasına sokulması sermaye-devlet işbirliğinin sonucudur. Emekçilerin bu işbirliği konusunda bilinçli olması ve suç oluşturmadan bunu aşması gerekmektedir.
Devlet denen yönetsel aygıt sermaye ile emek arasında sürdürdüğü gizemli politikalarla asıl taraflar arasındaki mücadeleyi perdelemektedir. Her 1 Mayıs günü toplanma yeri konusunda devletle karşı karşıya gelinmesinin sebebi devletin sermaye adına öne atılmasıdır. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da kamu düzenini korumak adına araya girmiş ve sermayeyi geri plana çekmiş olan devlet, bu yazının yazıldığı ana kadar........
© 12punto
visit website