Pareto Optımumu çerçevesinde Keynes'ten Pıketty'e liberallerin devletçi politika açmazları
Toplumdaki iktisadi ve politik aktörler rasyonalite çerçevesinde bireyler faydalarını maksimize etmeye çalışırken çoğu zaman toplumsal fayda maksimize olamamaktadır. Pareto tarafından ortaya atılan ve iktisat literatüründe Pareto verimliliği, optimum pareto veya pareto optimumu diye ifade edilen terim toplumdaki üretici, tüketici ve faktör sahiplerinden birinin durumunu kötüleşmeden bir başkasınınkinin iyileştirilmesinin mümkün olmadığını ifade etmektedir.
Diğer bir deyişle toplumdaki bireylerden en az birinin refahı azaltılmadan diğer bireylerin refahının artırılmasının imkansız olduğunu ve bu seviyenin ise “refah optimum” seviyesi olduğu anlatılmaktadır. Ancak, bu verimlilik her zaman toplumsal açıdan istenilen sonuçları vermez. Uygulaması zor olmasına rağmen, Pareto optimumu siyasette, politik iktisatta, siyasi partilerin ve hükümetlerin programlarında dikkate alınmalıdır. Siyasi partilerin ekonomik, sosyal, politik, kültürel ve diğer alanlarda öncelikleri farklı olsa da “vatandaşın yaşam kalitesinin yükseltilmesi” her siyasi partinin ortak ve birincil amacı olmalıdır. Bu çerçevede, Keynes’den Piketty’e liberallerin büyük bir politika ikilemi göze çarpmaktadır.
Birsine özgürlüğün sınırı nedir diye sorulduğunda alınacak klişe cevap bellidir; başkasının özgürlüğünü ihlal edene kadar olan seviye olarak tanımlanır. Benzer bir soru; acaba bir toplumda bazı bireylerin refahının artması tüm toplumun refah artışını beraberinde getirir mi? Cevabı özgürlüklerin sınır tanımına benzerdir. Toplumdaki iktisadi ve politik aktörlerin rasyonalite çerçevesinde bireyler faydalarını maksimize etmeye çalışırken çoğu zaman toplumsal fayda maksimize olamamaktadır. Toplumdaki “benci” anlayışının ve davranışının üst limiti belli kesim özgürlüklerinin kısıtlanması ve egemenliğin belli bir sınıfa geçme noktasıdır.
Söz konusu olguya iktisadi fayda açısından yaklaşılırsa karşımıza Pareto optimumu çıkar. 1906 yılında Vilfredo Pareto tarafından ortaya atılan ve iktisat literatüründe Pareto verimliliği, optimum pareto veya pareto optimumu diye ifade edilen terim toplumdaki üretici, tüketici ve faktör sahiplerinden birinin durumunu kötüleşmeden bir başkasınınkinin iyileştirilmesinin mümkün olmadığını ifade etmektedir. Diğer bir deyişle toplumdaki bireylerden en az birinin refahı azaltılmadan diğer bireylerin refahının artırılmasının imkansız olduğunu ve bu seviyenin ise “refah optimum” seviyesi olduğu anlatılmaktadır. Tersine eğer refah artışı sağlanabiliyorsa “Pareto İyileştirmesi” söz konusudur. Pareto’ya göre her birey toplumda kendisi için en iyi olanı arzu eder ve bunu sürekli kılmak isterse belli bir noktadan sonra refah artışının sağlanması ancak diğer bireyin refah azalışı ile mümkün olabilecektir.
Pareto optimumu hem üretimde hem de tüketimde etkinlik sağlanmasıyla gerçekleşmektedir. Üretilen mal ve hizmetlerin toplumdaki kişiler arasında etkin dağılımına ve üretim faktörlerinin, çeşitli mal ve hizmetlerin dağılımını nasıl yaptığı üzerinde duran pareto optimumu siyasette ve politik iktisatta da siyasi partilerin ve hükümet programlarında yer alabilir mi? Alması durumunda nasıl uygulanmalı.
Siyasi partiler ve hükümetler gerek parti programlarında gerekse politikalarında çeşitli ekonomik, sosyal, kültürel önceliklerine yer vermeye çalışmakta zaman zaman da bu amaçlar birbirlerini dışlayabilmektedir. Acaba siyasi partilerin ve hükümetlerin nihai amacı ne olmalı, niçin iktidar olmak istediklerini halka nasıl anlatmalı, seçmeni nasıl ikna etmeli? Elbette her siyasi parti kendi ideolojisini yansıtan plan ve programlarında çeşitli önceliklere yer verebilmekte ve bu öncelikler ülke koşullarına göre de değişiklikler arz etmektedir.
Ancak, siyasi partilerin ekonomik, sosyal, politik, kültürel ve........
© 12punto
visit website