menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Teğmenlerin kılıçları, yasaların rejimi

14 25
09.09.2024

Kanın üzerindeki silahı görmek kolay, savaş alanındaki kılıçları da. Lakin kanı döken, ülkeleri paramparça eden, asırlar boyu kapanmayacak yaralar açan yasalar öyle mi? Adı kanun olunca kulağa hoş geliyor, katliamların, darbelerin adını hukukla meşrulaştırmış oluyoruz. Hitler faşizmi sonrasında başlayan yargılamalarda sanıklardan biri “ben sadece bana verilen görevi yaptım, yasalara uydum” demişti. Kötülüğün sıradanlığından kitlelerin mankurtlaşmasına giden bir süreç böyle son bulmuştu. Toplama kampları için yasa kurulacaksa önce kurulur, sonra da herşey yasalara uygun olurdu. Denklem bu kadar basitti.

Ergenekon davalarında ne çok denk gelmiştik: İktidara ne zaman anılan dava ile ilgili sorular sorulsa “bağımsız mahkemelerden” dem vururlar, hukuku işaret ederlerdi. Oysa ortada ne bağımsız mahkemeler vardı, ne de iyi kötü de olsa bir hukuk düzeni. Sonradan onlar da ikrar etti olan biteni: “kandırıldık” deyip işin içinden çıktılar. Fakat bu süreçte kılıç ya da silahla değil yasalar ve hukuk eliyle ordu dönüştü, emniyet dönüştü ve neredeyse rejim dönüştü. Arka planı hala karanlık olsa da 15 Temmuz’da havada uçan jetlerden biliyoruz bunu. Sonra “sehven” yapılan hukuk cinayetlerinden, toplama kampına dönüşen Silivri zindanından, Kuddusi Okkır’lardan, Ali Tatar’lardan biliyoruz bunu.

Bugün Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde teğmenlerin yeminini diline dolayanlar ve buradan kendilerine siyasi rant elde etmeye çalışanlar, o gün dönüşen rejime, cemaatin çete........

© 12punto


Get it on Google Play