menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

'Eğitim' diye sadece öğretimi konuşuyoruz

35 0
04.05.2024

Bakan Tekin'in ''Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'' adıyla duyurduğu yeni müfredat tartışma yarattı. Derslerin yüklerinin ne olması gerektiği, sekülerizm/laiklik ilkelerinin biçilmesi, din derslerinin ağırlığı, okuryazarlıkların dahil edilip edilmemesi gibi pek çok cephe açıldı.

Doktrinasyonda, hadi daha açık söyleyelim, beyin yıkamada anlaşıyoruz da hangi deterjanı kullanacağımızda ayrışıyoruz gibi. Hangi kanaatlerin öğrencilere benimsetilmesi gerektiği konusunda kıyasıya kavga ediyoruz.

MEB de esasında çoğunlukla buna kafa yoruyor. Arada hangi ''becerileri'' kazandıralım diye de sormuyor değil. Ama MEB'in metinlerdeki öneri ve vaatlerle uyumlu bir pratiği ne yazık ki göremiyoruz. MEB'in arzu ettikleri hemen hepimizin arzu ettiği şeyler: Çocuklar eleştirel düşünebilsin, gündelik hayatı algılayabilsin, bilimsel okuryazar olsunlar, finansal okuryazar olsunlar, doğa olaylarını kavrayabilsinler, kendilerini doğru ifade edebilsinler vb.

Peki, bunları nasıl başaracağız? Bunlarla hiç alakadar olmayan anne-babaların kaygılı ilgileri, bunları pek umursamayan öğretmenlerin MEB'in ders materyallerini papağan gibi tekrarlamak zorunda kalmaları ve sürekli çoktan seçmeli test uygulayarak mı?

Çocukları 40-50 dk sırada, koltukta oturtup 10 dk mola verdirerek mi? Hep birlikte tahtada yazanları deftere kaydetmelerini sağlayarak mı? Türkiye'nin en düşük puanlı bölümlerinden mezun olup hayallerindeki meslekleri yapmalarına izin verilmeyen, karın tokluğuna dahi yaşayamayan, sınıfta hiçbir özerklikleri olmayan ve tek avantajlı görünen yıllık izinlerinin herkesin gözüne........

© 12punto


Get it on Google Play