Kurallar Ancak Bedeli Olduğunda İşliyor
Kurallarla sorunlu bir ilişkim var. Benim müdahil olmadığım kurallara uymakta zorluk çekiyorum, bilinç altında direniyorum.
Hayatımı kolaylaştırmayan, açık bir mantığı ya da pratik bir amacı olmayan; daha çok düzenlemekten ziyade kısıtlamak için var olan kurallara karşı içgüdüsel olarak mesafeli duruyorum. Çoğu zaman sorguluyorum, kimi zaman da görmezden geliyorum.
Büyük ihtimalle bu konuda yalnız değilim. İnsanların önemli bir kısmı kurallara inandığı için değil, karşı gelmenin maliyeti yüksek olduğu için uyuyor.
Farklı ülkelerde yaşayıp çalıştıkça vardığım sonuç netleşiyor:
Kurallar, insanın kendi kendini denetleyemediği noktada devreye giriyor.
Herkesin güçlü bir iç ahlaki pusulayla hareket ettiği bir dünyada kurallara belki ihtiyaç olmazdı. Ama gerçek hayat daha karmaşık. İnsan sınırları zorluyor, esnetiyor, yeniden yorumluyor. Toplumlar da tam bu nedenle, bireysel disiplinin yetmediği yerde düzeni kurallarla sağlamaya çalışıyor.
İnsanların kurallara tepki göstermesinin nedeni çoğu zaman kuralın varlığı olmuyor; eşitsiz uygulanması oluyor.
Bir kural birine uygulanırken diğerine sessizce göz yumuluyorsa, burada sadece sinir bozucu bir durum oluşmuyor. Kurala uyan kişi kendini kandırılmış hissediyor. O anda toplumsal sözleşme sessizce aşınıyor. Güven zedeleniyor, öfke yerini umursamazlığa bırakıyor ve uyum, alaycı bir mesafeye dönüşüyor.
İnsanlar aptal yerine konduklarını düşündükleri anda,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar