menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üzerimizden silindir gibi geçen bir yıl daha bitiyor

25 0
yesterday

Şikayet etmeyi seven biri değilim. Zaman zaman ümitsizliğe kapılsam bile bundan kısa sürede kurtulmayı başardığımı da düşünürüm. Ve hep iyimser tarafta olmaya çalışırım.

Ama itiraf edeyim, 2024 biter 2025 başlarken pek ümitli değildim. Aslında ümitli olmak için çok sebep vardı ama ben değildim.

Önce ümitli olma sebeplerini anlatmaya çalışayım:

Bu ülkede hepimizin enerjisini emen bir şey var, onun adı gündelik siyasi kavgalar. Bu kavgalar bir başladı mı, bizi taraf olmaya zorluyor ve bizim kendi işimize gücümüze, hayatımızı daha güzel yapmaya ayıracağımız enerjinin önemli bölümünü çalıyor.

Onun yerine kendimizi bu siyasi kavga içinde ümitsizliğe kapılmış, ne bileyim mesela durduk yerde komşumuza kızarken ve öfkeli insanlar olarak buluyoruz.

İlk ümitli olma sebebim, 2025’te bu kavgalardan daha az yaşanacağını düşünmemdi. Öyle ya, beş yıllığına iktidar olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu yılı kavga etmek yerine iş yapmaya ayıracak ve böylece başarılı bir icraat dönemi geçirip kendi siyasi algısını yükseltmek isteyecekti büyük olasılıkla. Çünkü 2025’te ve onu izleyen yılda ufukta bir seçim yoktu, Erdoğan’ın da popülizm yapma ihtiyacı bulunmuyordu.

Fena halde yanıldım. Bugün hala anlam veremediğim bir biçimde Tayyip Erdoğan neredeyse bütün bir yılı icraat yapmak ve hepimizin hayatını biraz daha iyileştirmeye çalışmak yerine gündelik siyasi kavgaya ayırdı.

Hem de ne kavga… Teorik olarak rakibi olan Ekrem İmamoğlu’nun önce üniversite diplomasını hukuku zorlayarak iptal ettirdi ardından aynı hukuk zorlamalarına devam edip onu hapse attı ve birden bire onu sanki yarın yapılacak seçimde rakibiymiş konumuna yükseltti.

Ülke 18 Mart akşamı diploma iptal edildiğinden beri bu kavga içinde yaşıyoruz. Kavganın bir kazananı yok. Zaten bu türden kavgaların kazananı olmaz, sadece kaybedeni olur. Hepimiz hep birlikte kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz.

Ömrümüzün değerli yılları ileri doğru adımlar atmaya çalışmak yerine dönüp sürekli arkamıza bakmakla geçiyor. 2025 öyle bir yıldı.

Ekrem........

© 10 Haber