menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dünyanın sonu değil elbette ama CHP dünkü kararıyla yaşayacak

47 0
22.11.2025

Tayyip Erdoğan iktidarının bu üçüncü PKK ile barış ve Kürt sorununu çözme girişimi. İlki Oslo’da Milli İstihbarat Teşkilatı ile PKK arasında yürütülen görüşmelerdi. İkincisi, doğrudan İmralı’da Abdullah Öcalan’la yapılan müzakereydi. Şimdi bir kez daha Öcalan ile bir süreç yürütülüyor.

İlk iki girişimde CHP haklı olarak sürecin şeffaf yürütülmesini ve süreçte hükümetin yanısıra Meclis’in de rol üstlenmesini istedi, “Çözümü Meclis sağlar” dedi.

Şimdi, üçüncü denemede Meclis devreye girdi, bir komisyon kuruldu. Yani bu kez CHP’nin konuyla ilgili baştan beri dile getirdiği bir şart yerine getirildi. Bu yetmedi, CHP söz konusu komisyonun basit çoğunlukla değil nitelikli çoğunlukla karar almasını istedi. Bu kural da komisyonda hayata geçti, komisyon CHP’nin önerdiği gibi beşte üç çoğunlukla alıyor kararlarını. Dünkü karar da öyle alındı.

Elbette CHP’nin her karara onay vermesi gerekmiyor ama komisyonun üyesi olarak orada görüşlerini dile getirmesi gerekiyor. Dünkü komisyon boykotu tek seferlik bir eylemdi, zaten Özgür Özel de öyle açıkladı.

Peki ama Abdullah Öcalan neden komisyonun gelip kendi görüşlerini de dinlemesini istedi ve komisyonun Öcalan’la görüşme kararı neden önemli?

Öcalan’ın bugün devam eden sürecin fiilen baş aktörlerinden biri olduğundan CHP’nin bir şüphesi var mı? Bence yok, zaten olamaz da. Örgütüne “Kendinizi fesh edin, silahlarınızı da bırakın” diyen Öcalan. O demeseydi de, mesela DEM Parti eş başkanı Tuncer Bakırhan bunu deseydi PKK onu dinler miydi?

Bu önde gelen aktörün Meclis’in konuyla ilgili komisyonuna kendi görüşlerini aracısız aktarmak istemesinden daha normal ne olabilir?

İtiraz edenler şunu söylüyor: Meclis ayağına kadar gidip Öcalan’ı dinleyerek ona bir siyasi aktör olarak meşruiyet veriyor, oysa Öcalan terörden ötürü müebbete mahkum bir isim. Bir suçluyla konuşmak doğru değil.

İlk bakışta şeklen haklı gibi gözüken bir itiraz ama şu soru açıkta: Öcalan’la değilse kiminle konuşacaksınız ve kim Öcalan’ın başardığını başarabilir?

Hiç konuşmamak, PKK ile savaşı devam ettirmek anlamına........

© 10 Haber