İnsanlar başuçlarındaki bir kitapta kendi hayatlarının olduğunu farkında değiller-4
Acelesi Olan Motosikletli Kuryeler Ve Yemekteki Müşterisini Siyah Limuzinlerde Beklerken Uyuklayan Şoförler: Zaman Hangisi?
Belki de zaman bu iki ucun, hızın ve bekleyişin arasında salınan, her ikisinde de kendini hissettiren ama hiçbirine tam sığmayan şeydir.
“Zaman hangisi?” sorusu ise aslında Tanpınar’ın şiirindeki gibi bir ikilik:
“Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında.”
Tanpınar, hayatı boyunca “tam anlamıyla ait olamama” duygusu yaşamış bir yazardır.
Ne tam Doğu’ya, ne de tam Batı’ya ait hisseder kendini.
Bu yüzden eserlerinde sıkça “ara yerde kalma” hâli vardır.
Roman kişilerinden Halit Ayarcı, insanlarla gerçek duygusal bağ kurmaktan çok onları ‘kendi projesinin birer malzemesi’ gibi görür.
Onun etrafa gösterdiği sıcak davranış, ‘narsist cazibe arzusu’nun bir parçasıdır:
Çevresindekilerin onu beğenmesi ve ayırdığı zamanda ona iştiraki, ego’sunu besler.
Ama ‘yakınlık kurar gibi’ görünse de, aslında kimseyle ‘sahici bir hayat’ paylaşımı yaşamaz.
Narsist karakter için ilişkiler, “karşılıklı bir paylaşım-bir iletişim sağlamak” için değil, “kendine yakıştırdığı kişilik fantezisinin onaylanması” için vardır.
Öylesi bir yabancılaşma içindeki kişi, başkalarını, düşünceleri ve hatta zamanı “araç” olarak görür;
İnsanlarla ‘özne–özne ilişkisi’ yerine ‘özne–nesne ilişkisi’ kurar.
Size kendince bir şeyler anlatsa da kişiliğinin el verdiği bu kadarıdır.
Bu açıdan Halit Ayarcı, bireysel düzeyde “modern narsist kişilik”in Türk romanındaki en tipik örneklerinden biridir.
Halit Ayarcı’nın kurduğu “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”, aslında sahici olmayan, ama toplumun ‘dış görünüşünü’ düzenlemeye........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein