menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıskançlık

14 0
21.11.2025

Kıskançlık artık sadece partneri, arkadaşı, güzeli, başarısı olanı kıskanmak değil; çok daha derine iniyor. Yeni nesil kıskançlıkların en acı vereni aile üzerine kurulu. İnsanlar artık en çok birbirlerinin aile huzurunu kıskanıyor. Başkasının annesiyle ilişkisini, babasının sıcaklığını, kardeşlerin yakınlığını, akşam yemeklerindeki kahkaha tonunu kıskanıyorlar. Kıskançlık romantik ilişkiden çıkıp, ailenin iç sıcaklığına doğru kaydı. Modern çağın en sessiz sızısı bu: “Keşke benim ailem de böyle olsaydı.”

Kimse bunu açık söylemiyor, ama herkes biliyor. Bir arkadaşının evine gidiyorsun, annesi ona sarılıp çay koyuyor, babası onunla tatlı tatlı şakalaşıyor ve içinden minicik bir şey kırılıyor. Bu kırılmayı kimse görmüyor, kimse duymuyor, kimse konuşmuyor. Ama herkes yaşıyor. Artık kıskançlık sadece birinin güzelliğini değil, onun gördüğü sevgiyi kıskanmak. Bu sevgi kıskançlığı, yeni neslin en keskin duygusal yarası. Kimsenin “ben kıskandım” diyemediği ama herkesin içten içe yaşadığı, kimsenin adlandıramadığı gizli bir acı.

Kıskançlık bir zamanlar “o daha zengin, o daha güzel, o daha şanslı” üzerinden yaşanıyordu; şimdi “o daha seviliyor.” İnsanlar artık başkasının annesiyle kurduğu yakınlığı, babasıyla konuşma şeklini, ailesinin sağlıklı iletişimini kıskanıyor. Çünkü yeni nesil, bozuk aile düzenlerinin yaralarını........

© 10 Haber