menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kabulünün 103. Yılında İstiklal Marşı’mız

28 15
14.03.2024

Bir milleti parçalayıp yıkmak için en etkili yol, kültür istilası ile o milletin yetişen yeni kuşağını gelenek, görenek ve adetlerinden koparmak, dilini bozmak, millî değerlere verilen önemi zayıflatmaktır. Bu tehlikeye karşı yapılması gereken, gençlerimize şanlı tarihimizi, millî kültürümüzü öğretmek, vatan ve bayrak sevgisini aşılamaktır.

Millî bilincin oluşmasında Mehmet Akif’in halkımıza kazandırdığı İstiklal Marşı da dünü geleceğe bağlayan birlik ve bütünlüğümüzün sembolü olmuştur. Türk’ü yüzyıllar boyu yaşatan bu duygudur. Geçmişimizin tapu senedi sekizinci yüzyılda taşlara kazınan Göktürk kitabelerindeki Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk’un söylemleri bu duygunun nesillere mirasıdır.

Ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, özgürlük, çağdaşlık, yardım severlik gibi özelliklerin ortak adı olan erdem kavramı İstiklal Marşımızın özünü oluşturur. İstiklal Marşımız, bütün Türk halkının ortak mutabakat metni olup Türk millî ruhunun ortak heyecanının, ortak iradesinin ürünüdür.

Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu İttifak devletleri mağlup olmuş, tam dört yıl boyunca Çanakkale ve Filistin cephelerinde kahramanca savaşan, büyük zaferler kazanan Türk ordusu da hükmen mağlup sayılmış, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile de elindeki silâhları alınmıştır. Sonra da Fransızlar Adana, Mersin, Urfa, Maraş ve Antep’i işgal etmişler, İtalyanlar Antalya ile Konya’ya kadar uzanan bölgeye girmişler, Yunanlılar da 15 Mayıs 1919’da İzmir’e asker çıkarmış ve Batı Anadolu içlerine doğru yayılmaya başlamıştır.

Memleketin dört bir yanında vatanı düşman işgalinden kurtarmak için çeşitli faaliyetler başlamış, başta İstanbul olmak üzere birçok yerde bir yandan protesto mitingleri düzenlenirken bir yandan da Anadolu’nun çeşitli illerinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuştur.

Yunan ordusunun İzmir’e ayak basması ise, Türk milletinin uğramış olduğu büyük felâketi dayanılmaz hale getirmiş, bu işgal üzerine İstanbul’un çeşitli meydanlarında düzenlenen protesto mitingleri, işgale karşı millî birlik fikrinin oluşumunu güçlendirmiştir.

Anadolu toprakları Birinci Cihan Harbi yıllarında bıçağın kemiğe dayandığı Mütarekenin koşulları ile en acı günlerini yaşarken, 16 Mart 1920’de İstanbul fiilen işgal edilince dönemin önemli isimlerinden Hamdullah Suphi, Yakup Kadri, Mehmed Âkif, Halide Edip, Ruşen Eşref, Falih Rıfkı, Yunus Nâdi gibi aydınlar 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal’in peşinden Anadolu’ya geçmişler ve Kuvayı millîyeye........

© Yeniçağ


Get it on Google Play