menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

 İsrail’in İran’a saldırısı ve olası demokratik fay hatları

11 0
19.06.2025

Ortadoğu, yüzyılı aşkın bir süredir jeopolitik çatışmaların, etnik-dinsel gerilimlerin, otoriter rejimlerin, tekçi ulus devletlerin merkezinde yer almaktadır. Bu çalkantılı coğrafyada İsrail ve İran arasındaki gerilim, yalnızca iki devlet arasındaki bir mesele değil; aynı zamanda bölgesel güç dengeleri, kimlik politikaları ve rejim yapıları üzerinde doğrudan etkili olabilecek bir kırılma noktasıdır. Bu bağlamda, İran’daki muhtemel bir rejim değişikliği ya da “rejimin yeniden düzenlenmesi” yalnızca İran halkı için değil; Türkiye, Irak ve Suriye’de yaşayan Kürtler için de yeni siyasal açılımlar ya da tehditler anlamına gelebilir.

Ortadoğu’da mevcut ulus-devlet yapıları, homojen bir kimlik ve merkezileşmiş iktidar üzerine inşa edilmiştir. Tekçilik üzerine inşa edilen bu ulus-devletler kapitalist modernist anlayışın acenteleri durumundadırlar. Ortadoğu’daki ulus-devletler, halkların demokratik mücadelesi sonucu kurulmadı. Batı eksenli kapitalist modernist güçlerin planları dahilinde inşa edilen, “ihraç ulus devletler” demek yerinde bir tanımlama olur. Kürtler gibi çok kimlikli, çok dilli halklar bu yapının dışında bırakılmış; asimilasyon, inkâr, imha, soykırım ve zorunlu göç politikalarına maruz kalmıştır. Ortadoğu’daki ulus-devlet krizleri demokratik Ortadoğu için bir çözümü de kendi içinde barındırır.

Özellikle İran’da olası bir rejim değişikliği, merkeziyetçiliğin çözülmesi, ‘’yerinde yönetim’’ modellerinin gündeme gelmesiyle Kürtler için yeni bir siyasal alan açabilir. Ancak burada belirleyici olan, yeni rejimin demokratik ilkelere mi yoksa yeni bir otoriter düzene mi dayanacağıdır.

İsrail’in İran’a yönelik saldırısı, yalnızca askeri değil, aynı zamanda rejimsel bir istikrarsızlaştırma aracı olarak da değerlendirilebilir. İran’daki teokratik yapının zayıflatılması, batının ve bölgesel aktörlerin desteklediği bir “rejim değişikliği” ile sonuçlanırsa, bu durum bölgedeki etnik ve dini gruplar için yeni bir dönemin başlangıcı olur.

Kürt siyaseti açısından........

© Yeni Yaşam