En kötüden daha kötü ne olabilir?
Bütün dünya ABD seçimleriyle ilgileniyor. Ama anladığımız kadarıyla bu seçimlerde kimse heyecanlı değildi. Bununla birlikte herkeste bir tedirginlik ve telaş vardı. Bu tedirginlik ve telaş Amerikan toplumunda da kendini belli ediyordu.
Bize tarif edildiği şekliyle “demokratik” sistemlerde vatandaşlar kendilerini temsil etmeye ya da yönetmeye talip olanlar arasında kendi açılarından “daha iyi” gördüklerini seçmek için sandık başına gider.
Ama vakıanın öyle olduğu söylenemez. Demokratik olarak nitelendirilen sistemlerin birçoğunda vatandaşlar seçmek için değil onaylamak için sandık başına gitmeye zorlanır. İslam dünyasındaki demokratik sistemlerin birçoğunda durum böyledir.
Bazılarında da vatandaşlar daha kötüsünü seçmemek için oy kullanmak zorunda kalır.
İşin bu yönü ABD’deki son seçimlerle ilgili yorumlarda sıkça dile getirildi. Bazı yorumlarda Amerikan vatandaşlarının en kötüyü seçmemek için ondan daha az kötü olanı seçmek zorunda kalacakları dile getirilmişti. Bu yöndeki yorumlara göre Kamala Harris aslında iyi bir seçim olmayacaktı. Tecrübeler ve yaşananlar bunu çok açık bir şekilde gözler önüne sermişti. Ama Trump ondan daha az kötü değildi. Çünkü o da neticede kullanılmış ve atılmış, kötü şöhrete sahip biriydi. O en kötü olduğundan tereddütte olanların en kötüyü seçmemek için daha az kötü olanı........
© Yeni Akit
visit website