Kişilik seyrelmesi
Yüzüklerin Efendisi’ndeki olağanüstü sahnelerden birinde, Bilbo Baggins büyücü Gandalf’a şunları söyler: “Kendimi incelmiş hissediyorum, gerilip uzatılmış gibi, büyük bir dilim ekmeğe sürülmüş azıcık tereyağı gibi.” Güç Yüzüğünü taşıdığı için yaşlanmamaktadır, ölümlülük sınırından kurtulmuştur. Ne var ki, sanki her gün hayatın güzelliklerini yaşıyor değil de 80-90 yılı doldurması gereken varoluşu sonsuzluğa doğru uzadıkça seyrelip sığlaşıyor, geriye sadece bunu sağlayan habis yüzükle kurduğu hastalıklı ilişki kalıyor gibidir.
Sınırların yokluğunun kişilik üzerindeki etkisi… Bu hafta bunu tartışacağız. Sizden ricam, yukarıdaki metaforu, yaşlanma bağlamıyla sınırlı olmayan biçimde aklınızda tutmanız.
Başlayalım…
***
Liberal ideoloji, bireyi, maddi olmayan, kişiliğinden ibaret soyut bir varlık olarak görür ve birey gelişirken ona, birinci maddesinde koca koca puntolarla “Bedenin dahil tüm varoluş sana mutluluk ve haz vermek için var, dilediğin gibi yaşamakta özgürsün” yazan bir kontrat imzalatmaya çalışır.
Bu vaat maddesinin altında çok daha küçük puntolarla yazılmış kimi koşullar vardır. Bunların ilki ve kapitalist düzen var olduğu müddetçe asla değişmeyecek olanı ise “paran, yani gücün yettiği müddetçe”dir. Ama asıl önemli olan bireyin özgürlüğü ve mutluluğunun “sınırsızlık” üzerinden tanımlanmasıdır. Resmi söylemde, meşruiyeti korumak için “başkasına zarar vermedikçe”, “kanunları çiğnemediğin müddetçe” gibi koşullar olsa da; kapitalist toplum olgunlaştıkça ve egemen sınıfın zenginliği ile sıradan insanların sahip oldukları arasındaki uçurum büyüdükçe bunların hepsi önemsizleşir. Geriye yalnızca “gücün yettiği müddetçe” koşulu kalır.
Çünkü kapitalist toplum, adı üzerinde, sermaye toplumudur. Bilbo’nun Orta Dünya’sında Güç Yüzüğü neyse, emperyalist kapitalizmin hüküm sürdüğü bizim gerçek dünyamızda para formundaki sermaye odur. Zaten eserin orijinal dilindeki tamlama “Ring of Power”dır. Bunu Türkçeye “İktidar Yüzüğü” ya da “Egemenlik Yüzüğü” olarak da çevirebilirsiniz.
Maddi eşitsizliğe dayalı bu toplumda herkese parası kadar özgür olacağı vaat edilir ama bu da büyük ölçüde bir aldatmacadır. Zira sermaye ve egemenlik çok sınırlı bir azınlığın elinde toplanır ve bu azınlığın özgürlüğü geri kalan çoğunluğun özgürlüğü açısından ek bir sınıra dönüşür. Ama liberalizm tabii ki bunu söylemez, çünkü o egemen sınıfın temel ideolojisidir ve amacı, egemen sınıfın çıkarlarını herkesin çıkarları gibi göstermektir.1
Madde sınırlıdır ama sermaye birikimi sonsuz olmalıdır. Bu çelişkinin, insanların yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması yerine zenginlerin zenginliklerinin büyümesi gibi, aklı başında her insanı öfkelendirecek sonuçlarının meşrulaştırılması için ise insanın toplumsallığı olumsuzlanmalı, sürekli olarak toplumun bireyin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein