Sırf “evet” densin; “yetmez”i olmasın (diyorlar)
[12-13 Ocak 2025] Hemen belirteyim; Suriye’de Ahmet eş-Şara’nın kendisinin yok böyle bir dili ve söylemi. Devrimler her zaman tek bir hamlede ve çığ gibi ilerlemiyor. Farklı aşamalardan, yer yer duraklamalardan, kararsızlıklardan, arayışlardan geçebiliyor.
Arap Baharı sırasında, planlı-teorili devrimler çağı kapandı; bundan sonra olursa, böyle spontane patlak veren devrimler olur demiştim (o zamanki Taraf gazetesinde). Nitekim Suriye, plansız-teorisiz bir devrim (çünkü yılların gerilemiş direnişi, ansızın iktidarın ele geçirilmesine dönüştü). 8 Aralık 2024’ten bu yana nerede duruyor? Üç benzetmeyle anlatabilirim. (a) Fransız Devrimi’nin 14 Temmuz 1789’daki halini andıran bir yerde duruyor. Bastille zaptedilmiş, krallık otoritesi yerle bir olmuş; Jakobenler henüz hegemon değil. (b) Rusya’da 8-6 Mart 1917 “Şubat Devrimi”ni aandıran bir yerde duruyor. Çar tahttan indirilmiş, Çarlık rejimi son bulmuş; Bolşevikler henüz küçük bir azınlık. (c) Türkiye’de 17 Şubat – 4 Mart 1923 İzmir İktisat Kongresi. Bu noktayı seçmem şaşırtıcı gelebilir, ama dikkat ederseniz, bir, Cumhuriyetin ilânından çok önce (sekiz ay önce); iki, esasen orada Cumhuriyetin temelleri tartışılıyor; üç, sonraki katı devletçi rejimde değil, görece biraz liberal, çünkü özel teşebbüse önem veren ve piyasa kurallarına uymayı öngören bir karma ekonomi modelinde karar kılınıyor. Yani 1919-1920’nin yerel kongrelerinde, ardından Büyük Millet Meclisi’nde hep karşı karşıya gelen ve çatışarak........
© Serbestiyet
