menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Han Spaces ve gerçekler

7 0
03.07.2024

Eskiden beri yeni aldığım bir giysiyi hemen kullanmaktan hoşlanmadım. Dolapta bir süre durur, bütünleştiğimi hissettiğim zaman giyerim. Garip bir huy ama kimseye zararı yok.

Kitaplar da benim için aynen öyle. Özellikle, aciliyeti yoksa bir kitabı okumak için doğru zamanı beklerim. Birkaç nedeni var… Çocuk yaşlarda evde başlayan, ‘şu kadar sayfa okuma’ zorunluluğu, ortaokulda alışkanlığa, lise çağında ise tutkuya dönüştü. Bu tutkuyu rahmetle andığım biri Türk, diğeri Amerikalı edebiyat öğretmenlerime borçluyum.

Batı eğitimi alıp, Doğu’nun etik değerleriyle yetişen bir nesildenim. Bununla birlikte baskıcı olmayan, araştırmaya yönelik bir eğitim sistemi, hayatımın birçok evresinde olaylara daha geniş açıdan bakmama yaradı. ‘Önyargı’lardan arınmamı sağladı mı? Hayır. Halen istemsiz dahi olsa, sonradan kendime içerlesem de önyargının insan doğasında var olduğuna inanıyorum.

Bu, kişilerin fiziksel görünüşü, henüz okumadığınız bir kitap veya yazarı vs gibi bin bir örnekle çoğaltılabilir.

Uzun yıllar, biyolojik saatim geceye endeksliydi. Evde el ayak çekilince, zamanımı istediğim gibi kullanır, gündüzleri yetiştiremediğim işleri tamamlar, günün ilk ışıklarına kadar kitap okurdum. Güneşin doğuşunu yakaladığım çok olmuştur. Ancak güneşin doğuşunu izlemek için erken kalktığımı hiç hatırlamıyorum.

Bünye zaman içinde değişime uğruyor; gözler daha çabuk yoruluyor. Eşyanın tabiatına aykırı davranamadığımdan gece okumaları yerini gündüz saatlerine bıraktı. Hal böyle olunca, şiir/roman/ hikâye türü kitapları her yerde okuyabiliyorum. Dikkatimi yoğunlaştırmak istediklerimi ise özellikle ortamın daha sessiz olduğu yaz aylarına bırakmayı yeğliyorum. Onun için Avi Alkaş’ın kitabını, ‘herkes’ gibi hemen........

© Şalom


Get it on Google Play