TESPİTLER ( 9 / 49 )
Merhum, Ali Dayı( Ali Yılmaz), zaman zaman, benim Tekâmül okuttuğum, Zeytinburnu, Taşcami’i Kur’ân Kursumuzu teşrif eder, talebe arasına oturur, boynunu büker, derin bir tefekkür içiinde dersimizi sonuna kadar ta’kip ederdi. “ Mustafa! Dersi ta’kip ederken, Hazreti Üstaz’ımızın huzurunda bulunduğum anlaürın feyzini huzurunu alıyorum. Başka hiçbir yerde ve hiçbir zaman, bu feyzi,nuru ve huzuru bulamıyorum, izin ver , zaman zaman, geleyim, ders Halkanıza ben de katılayım. Fırsat buldukça Kasımpaşa Büyükpiyalepaşa Kursu’na da gidiyor, Hüseyn’in ( Hüseyin Kaplan’ın) ders’lerini de ta’kip ediyorum. “ Ali Dayı, her zaman Teşrifinizden ben ve talebe arakadaşlarım, dernek mensuplarımız şeref duyarız, sizin hikmetli sözlerinizden, zaman zaman, yaptığnız, latîf, latîfe’lerinizden müstefid oluyoruz. Diğer günler, kendisini, Zeytinburnu, Banliyö tren İstasyonuna kadar geiçirir, uğurlardık. Gece misafirimiz ol! Diyemezdik,çünkü oaha önceki sohbetlerimiezde öğrenmiştik, Aliu Dayı her şart aytında nöbet yerini terk etmezdi, nöbetine dönecekti.
Perşembe günü ise, ders bittikten sonra, ikindi namazını kılar, beraberce, Halkalı-Sirkeci Banliyö trenine Zeytinburnu İstasyonundan biner, Sirkeci’ye kadar giderdik.Bir şey dikkatimi çekmeye başladı, Tren, Cankurtaran İstasyonundan hareket edip, son istasyoın Sirekiciye doğru giderken, Sarayburnu Parkıa’nın tam hizasında, Ali Dayı, bizim duyacağımız bes bir sesle, Ahzâb Sûresi’nin, 33/ 61. Âyetini, ki, Meâl-i âlisi şudur, “ Onlar, la’nete uğramışlardır. Nerede ele geçirilirilerse, tutulurlar ve öldürülüler.” Okuyordu. Önceleri , herhangi bir ma’na veremezken, sonradan anladım ki, Sarayburnunda, İstanbul’a dikilen ilk heykellerdean birisi var,-Sizler de ne demek istediğimi anlamış olmalısınız .-
Sirkeci’den Galata Körüsüne geçtik. O yıllarda Eminönü Meydanındaki Vapur İskeleleri yoktu. Kadıköyü, Üsküdar,........
© Önce Vatan
visit website