KAVRAM OLARAK BASİRET
KAVRAM OLARAK BASİRET
-Basîret ne demektir?
‘Basîret’, sözlük anlamı yönünden, görebilme, doğru ve ölçülü görme, kavrama ve anlamadır.
Kavram olarak; duyular üstü bir görmedir. Bu bir anlamda kalbin görmesi ya da kalbin bir şeyi idrak edip anlamasıdır. Baştaki göz, fizik şartları hazır olduğu zaman (ışık, görme duyusu, boyut ve mesafe) cisimleri ve eşyayı görür. Kalp ise bu fizik şartlara bağlı görmenin ötesinde, Allah’tan kaynaklanan bir kabiliyetle eşyanın ötesini anlayabilme, sonsuza uzanabilme yeteneğine sahiptir.
‘Basîret’, kalp gözüyle görebilme, işin iç yüzünü anlayabilme, bir şeyin aslını ve gerçeğini idrak edebilmedir.
Manevi körlük ve sapıklıkta olmak bunun karşıtıdır. Manevi körler, sadece kafa gözüyle görürler, ötesini göremezler, gördükleri maddi cismin ötesindeki anlam üzerinde düşünmezler.
Basîretin çoğulu ‘besâir’dir.
Basiret görme organı kasdedilerek hemen hemen hiç kullanılmaz.
O kuvvetli idraktır, derin anlayıştır. Aklın rüchaniyetidir. İşlerdeki kapalılıklara nüfuz edebilmedir. Eşyanın hakikatini ve iç yüzünü tıpkı baş gözünün dışarıdan bakarak görmesi gibi… (en-Ne’al, M. F. Mevsuatu’l-Elfâzı’l-Kur’aniyye, s: 150-151)
Basîret; kalbin akidesi, dinden bir şeye itikat etmesi ve o işi derinlemesine anlamasıdır.
Basîret aynı zamanda hüccet (delil), zeki olmak, şâhit olmak ve ibret manasına da gelir. Bir deyimde şöyle deniliyor: “Bunda senin için bir ibret (basiret) yok mu?” Bir müslümanın dininde sebat etmesi, ya da şâhit olması da basiret ile açıklanmıştır. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab 2/93)
Şu âyetin verdiği örnek oldukça ilginçtir:
“Eğer onları doğru yola çağırsan işitmezler. Görürsün, sana bakıyorlar (nazar ediyorlar), oysa onlar görmüyorlar (basarları yok).” (A’raf 7/198).
Kendilerine davette bulunan Peygamberi cisim olarak görüyorlar, O’na bakıyorlar ama O’nu, O’nun davetini, O’nun görevini anlamıyorlar.
Basîretin beş duyudan biri olan görmenin ötesinde ruhî bir meleke olduğunu ifade eden hadisler de vardır. Nitekim Hz. Peygamber, “Ruh bedenden ayrıldığında görme gücü de (basar) onunla birlikte gider” buyurmuştur. (Müslim, Cenâiz/7, 9).
Hz. Peygamber’in, gözleri uyusa da kalbinin uyanık olduğunu belirten hadislerinden de (Buhârî, Menâkıb/24) basiretin ruhî bir meleke olduğu ve peygamberler gibi inanç ve amel dünyası gelişmiş insanlarda bu melekenin güçlü bir şekilde tezahür ettiği anlaşılmaktadır.
Nitekim sâdık rüya bu melekenin sonucudur. (Uludağ, S. TDV İslâm Ansiklopedisi, 5/103)
Basîret, aslında iman etmiş bir kalbin........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin