Toprağın ölümü
‘70’li yıllarda özel bir kanunla kurulan on akademiden biri olan Sakarya Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde akademik hayata başlamadan önce, o vakit adı Çalışma Bakanlığı olan bakanlıkta İş Müfettişliği görevinde bulunuyordum. Yetkisi olmadığı halde Çalışma Genel Müdürü’nün, bir bakıma emrivaki şeklinde üç aylığına Trabzon ilinde görevlendirme yazısını “tebellüğ” etmedim, yani resmi olarak almadım. Yasal olarak doğru olmakla birlikte, bu durumdan huzursuzluk duyduğum için, yeni kurulmuş bulunan Kahramanmaraş Bölge Çalışma Müdürlüğünde görevlendirilme istedim ve bir yılı aşkın burada çeşitli işyerleri ve işkollarında teftişler yaptım. Farklı çıkar, hak, yetki ve sorumlulukların ihtilaf, çekişme ve dava konusu olabilecek ilişkilerin denetlenmesi görevini insanın kendi memleketinde yürütmesinin beklenmedik güçlükleri vardır. Bunu bizzat yaşayarak gözlemledim. Nitekim tanıdık birinin işlettiği benzin istasyonunda çalışan garip bir işçinin işine son verilmesi üzerine yaptığım teftiş sonucunda; asgari ücretin altında çalıştırılması, sigorta primlerinin ve hak ettiği tazminatının ödenmemesi gibi konularda usulsüzlük tesbit etmiş ve işçiye haklarının verilmesi gereğini içeren rapor yazmıştım. Tanıdık işverenin, “İsmail abiden bunu beklemezdim” mealinde söylediği söze muttali olmuştum ve doğal olarak üzülmüştüm. İstemeden de olsa, yaptığı haksızlığın tesbit edilmesini takdir etmesi ve yanlışları düzeltmesi gerekirdi.
O sıralarda, Afşin-Elbistan kömür işletmesi için birtakım altyapı hizmetlerine başlanmıştı. Bu altyapılardan bir kısmı........
© Milli Gazete
visit website