Siyaset biliminin; siyasetin somut bir kurumunu oluşturan, bir açıdan da siyasetin mahiyetini oluşturan ahlaki ilkelerinin yozlaştırdığı anlayış ve uygulamalarının siyaset sayıldığı görüşler de dahil olmak üzere, siyasi partiler konusu merak, ilgi ve heyecanı yanında en çok, en yoğun tartışmalara kaynak olan alanıdır. Ayrıca özellikle uygulama bakımından siyaset olgusunun iktidar, onun bir göstergesi de sayılan maddi ve manevi güç boyutunun en rahat ve en çok görülür tezahür imkânı bulduğu bir siyasi kurumdur siyasal partiler. Siyaset olgu ve düşüncesinin, bir anlamda soyut niteliğe kolayca bürünmesine ve kendisini gizleyebilmesine karşılık, siyasal partiler, kurum olma niteliklerinin gereği olan zaman ve mekân şartlarıyla bağlarını kestikleri anda hayat ve varlıklarını sonlandırırlar ya da başkalaşarak değişirler, dönüşürler. Tıpkı Praglı yazar F.Kafka'nın "Değişim" romanının baş kişisi olan Gregor Samsa'nın yaşamakta olduğu değişimin trajedisini alınyazısız bir boyutta algıladığı şeklinde bir duruma düşerler. Bazen dıştan bakanların bu trajik değişimi normal algılama konusu olarak görmelerinden dolayı kahırlara sürüklenilir. Bazen değişimin içte yol açtığı normali dehşet olarak algılama cinnetine yol açması biteviliğe dönüşür.

Kuşkusuz parti tipolojileri ya da sınıflamaları siyasal partilerin iç dokularında meydana gelebilecek değişimleri, dönüşümleri, duyarlığın asla nüfuz edemeyeceği çelik zırhlar misali bilimin nesnellik ölçüsüne bırakılır. Sözgelimi ileri partiler-tutucu partiler ya da gevşek ve disiplinli partiler ayrımı, kurum olarak partilerde bu tasnifi besleyen düşünceleri örter, başkalaştırır, dönüştürür ve değiştirir ama içteki algılama ve duyarlığı çoğu kez hesaba katmaz, hatta boğar veya soğurur.

Türkiye’deki siyasal partilere bakıldığında, bu kadar yaşanan tecrübelere rağmen, siyasetin mahiyetine uygun bir kurumlaşmanın ve uygulamanın pek gerçekleşmediği rahatça söylenebilir. Bunun temelinde siyasetin, ilkel denebilecek iktidar algılamasının ve uygulamasının bir türlü dönüştürülemediği sorunu yatmaktadır, denebilir. Bu ilkel siyaset algısı, siyaset ile iktidarın soyut ve manevi içeriğini kaba bir güçte somutlaştırmakta ve eşitlemektedir. Bundan dolayı, asıl kaynağı olan ve felsefi söylemle sistemleştirilen, aynı zamanda sistemleştirilebilecek olan siyasetin ahlaki temeli, ilkel kaba gücün potasında yok edilmektedir.

Bugün siyasal partiler, özellikle iktidar partisi düzleminde ortaya çıkan görüntü, Siyaset Bilimi ve Siyasal Partiler disiplini açısından gözlemlediğimizde benzer bir değişim, dönüşüm sürecinin yaşandığı izlenimi ağırlıklı olarak görülmektedir. Mesela, özellikle ideolojik, katı yapıya sahip partilerde başat özellik olarak ortaya çıkan parti disiplini, söz konusu parti bakımından hemen belli olmaktadır. Bu disiplinin kaynağı partinin bizzat kendi varlık ve bünyesinden çok, tek kişinin tezahür eden kişiliğinde aynileşerek somutlaşmaktadır. Ama söylemi, beklenti ve özlemlerinin ifade edilişinin aksine, hatta rağmına bakımından gevşek yapılı kitle partisi olma imkânı, kurum olarak partinin bünyesine sirayet ve nüfuz etmede yetersizliğe düşerek tek iradenin boyunduruğunda boğulmaktadır. Bu durum sadece siyaset alanını değil, toplumun maddi ve manevi varlığını da tehdit eden bir niteliğe bürünmektedir.

Uzatmaya gerek yok. Siyaset Bilimi bakımından örnek olay olarak incelenecek düzeyde gözükmesine rağmen, iktidar partisi kurum olma niteliğini tek kişinin eylem ve söyleminde sürekli başkalaştırılan bir varlık metaforuna dönüşme tehlikesinden kurtulamamaktadır. Sonuçta, bilinen meçhul olan tek kişinin emelinin gerçekleştiricisi bir ağda kütlesi olarak durmaktadır adeta söz konusu parti.

QOSHE - Siyasi Partilerde Tek Kişilik Sorunu - İsmail Kıllıoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasi Partilerde Tek Kişilik Sorunu

4 11
03.01.2024

Siyaset biliminin; siyasetin somut bir kurumunu oluşturan, bir açıdan da siyasetin mahiyetini oluşturan ahlaki ilkelerinin yozlaştırdığı anlayış ve uygulamalarının siyaset sayıldığı görüşler de dahil olmak üzere, siyasi partiler konusu merak, ilgi ve heyecanı yanında en çok, en yoğun tartışmalara kaynak olan alanıdır. Ayrıca özellikle uygulama bakımından siyaset olgusunun iktidar, onun bir göstergesi de sayılan maddi ve manevi güç boyutunun en rahat ve en çok görülür tezahür imkânı bulduğu bir siyasi kurumdur siyasal partiler. Siyaset olgu ve düşüncesinin, bir anlamda soyut niteliğe kolayca bürünmesine ve kendisini gizleyebilmesine karşılık, siyasal partiler, kurum olma niteliklerinin gereği olan zaman ve mekân şartlarıyla bağlarını kestikleri anda hayat ve varlıklarını sonlandırırlar ya da başkalaşarak değişirler, dönüşürler. Tıpkı Praglı yazar F.Kafka'nın "Değişim" romanının baş kişisi olan Gregor Samsa'nın yaşamakta olduğu değişimin trajedisini alınyazısız bir boyutta algıladığı şeklinde bir duruma düşerler. Bazen dıştan bakanların bu trajik değişimi normal algılama konusu olarak görmelerinden dolayı kahırlara sürüklenilir. Bazen değişimin içte yol açtığı normali dehşet olarak algılama cinnetine yol........

© Milli Gazete


Get it on Google Play