menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yemişim ben senin korkmanı!

134 1
26.01.2025

Yazdıkça sinirlerim zıplıyor, konuştukça tansiyonum tavan yapıyor!

Bolu Belediyesi’nin İtfaiye Müdürlüğü, otelde sekiz büyük kusur tespit etmiş ama, otel yönetimi ‘denetlenme’ başvurusunu geri çekti diye, bunları içinde tutmuş, hiç bir yere bildirmemiş!

Bildirseymiş anında hareke geçilir ve hepimizi yakan o büyük yangın önlenirmiş!

Epeyce zaman lafı eveleyip geveleyen, sorumluluğu kıvrak halleriyle tamamen başka yerlere yıkmaya çalışan Belediye Başkanı, son olarak, hem de muhalefete en yakın kanallardan birinde tespit ettiği eksiklikleri bildirmeyen müdürü için “Birilerinden korkmuş olabilir!” filan demez mi!

Yok artık, onca vatan evlâdı öldü!

Yemişim ben onun, bunun korkmasını çekinmesini!

Bir de şurası yok mu işin?

Bu işler, oradaki müdürün korkusuna, vicdanına mı bırakılıyor yani?

Bu memleketi yönetenler, “eksikliklerin Turizm Bakanlığı’na bildirilmesi” zorunluluğunu getirseydi…

Böyle bir yönetmelik maddesi olsaydı, bugün Belediye’nin hukuki sorumluluğu çok daha net olmaz mıydı?

Parti ayrımı yapmaksızın, ‘o belediye şu partiden, bu belediye bu partiden’ demeksizin söylüyorum;

Çoğunun ne hallerde olduklarını hepimizin bildiği belediyelere bu kadar mı güveniliyor?

Oralardaki “vicdanlara” bu kadar mı itimat ediliyor?

Hem sonra…

Oralara denetim için giden ekiplerde, sadece belediyenin elemanları mı olmalı?

Turizm Bakanlığı’ndan, İl Özel İdaresi’nden, Çalışma ve Sosyal “Güvenlik Bakanlığı”ndan birileri de, “yangın güvenliği” denetimine giden o heyette yer almamalı mı?

Turizm Bakanlığı’nın denetim görevi, sadece, “odalar, yataklar, lobiler, barlar, meyhaneler, pavyonlar, kumarhaneler, plajlar, şezlonglar, şemsiyeler, havuzlar” gibi “hizmete” bakan taraflarla mı sınırlı olmalı?

Her otel güvenlik bakımından da, periyodik olarak denetlenmemeli mi, ilgili kurumların, müteselsil-zincirleme sorumlu temsilcileri tarafından?

İnsanların belli dönemlerde toplandıkları dağ başındaki alanlarda, sürekli olarak görev yapacak birer itfaiye aracı olsun bulunmamalı mı?

Milyarlarca dolarlık getirisi olan bir sektör için, bunlar için kaynak bulabilmenin lâfını etmek bile tuhaf değil mi?

Ah bu parti, politika meseleleri…

Çözümlerin önlerini tıkayan “politika fanatizmi”!

İnsanlıktan zerre nasibi olan, çoluk çocuğun, ailelerin yanarak can verdiği facianın hangi partinin işine........

© Milat