menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“En Küçük Devlet: Aile”

22 0
30.11.2025

Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu Şeyh Edebâli, ailenin önemini, değerini ve kıymetini “En küçük devlet, ailedir.” sözüyle anlatmıştır.

Ailenin önemi ve değeri tarih boyunca hep söylenmiş, anlatılmış, yazılmıştır. Ailenin toplumun temeli olduğunu ilk anlatanlar peygamberler ve maneviyat büyükleridir. Kâinatın Efendisi Hazret-i Peygamberin aile ile alakalı hadis-i şerifleri o kadar çok ki… Bu hadislerin ışığında benzer hakikatleri, birçok İslam âlimi, Allah dostu ve mutasavvıf da dile getirmiştir. Batı’nın bozulmamış olan kesimindeki bazı filozoflar ve yazarlar da bu gerçeğin altını çizmişlerdir. Hepimiz birer aile ortamı içinde doğduk, büyüdük, yetiştik ve bizler de yeni aileler kurduk. Şimdi artık çocuklarımız, kızlarımız küçük aileler kuruyor. Bizim aile ise ‘pederşahi’ydi. Evimizde babam, annem, ağabeylerim, kardeşim, yengelerim, yeğenlerimle birlikte neredeyse 20-25 nüfustuk. Ve hepimiz aynı çatı altında huzurla yaşardık. Şimdi çekirdek aileler çoğaldı, hatta egemen oldu. Ama insanlar giderek yalnızlaşıyor, eski saadeti bulamıyor.

YALNIZLIK ALLAH’A MAHSUS

Bizim kaynağını dinden alan çok güzel sözlerimiz vardır. Onlardan biri de “Yalnızlık Allah’a mahsus.” sözüdür. Bununla insanların yalnız kalmaması gerektiği vurgulanır. Yalnız yaşamanın doğru olmadığına işaret edilir. Bu bakımdan Anadolu’da evlendirilmek istenen gençlere ilk söylenen sözlerin başında bu anlamlı ve hakikatli söz gelir.

Geçen gün bir televizyon haberinde ve yapılan bazı röportajlarda gençlerin yalnızlığı tercih ettiği vurgulanıyordu. Bu iddiaya göre gençlerin çoğu ayrı kalmayı, yalnız yaşamayı, müstakil eve çıkmayı tercih ediyor. Doğruysa, niçin acaba? Üzücü bir gelişme şüphesiz. Marazi bir hâl olsa gerek. Hâlbuki kızlarımızın ve kızanlarımızın büyüklerinden alacağı o kadar çok ders var ki… İyi ki devletimiz 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. Sene içinde bazı çalışmalar, faaliyetler, toplantılar yapıldı, yapılıyor. Ancak yeterli olmadığı anlaşıldı ki, “Aile Yılı”nın birkaç seneye yayılacağı açıklandı. “Aile” kavramı üzerinde bugüne kadar genelde eğitimciler ve ilahiyatçılar durdu. Hâlbuki aile toplumun bütün kesimlerini ilgilendiriyor. Dolayısıyla mesleği ne olursa olsun herkes bu konuda zihin yormalı, fikir üretmeli ve proje geliştirmelidir. Aile mefhumu üzerinde çok konuşmalı, üstünde adamakıllı durmalıyız. Yazarlar, kitap yazmalı, ressamlar sergi açmalı, müzisyenler beste yapmalı, yönetmenler film çekmelidir. Bu konuda herkese görev düşüyor. Zira aile gitti mi, millet de gider, devlet de. Hatta ümmetin esamisi okunmaz. Yeni duyduğum şu söz ise manası, kısalığı ve Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu Şeyh Edebali’ye ait olması bakımından dikkatimi çekti. Çok sevdim, duyulmasını, yayılmasını isterim: Hazret-i Şeyh Edebali buyurmuş ki: “En küçük devlet, ailedir.” Bu ne kadar güzel ve manalı bir sözdür. Ailenin zayıflaması Allah korusun devleti de çökertir. Zira devlet güçlü ailelerden meydana gelen milletin omuzları üzerinde gelişir ve yükselir. Öyleyse bu hayati sözü yaymalı, çoğaltmalıyız.

“ANNE BAĞ, BABA DAĞDIR”

Ne güzel deyimlerimiz var. Bazılarını duydukça, lisanımıza, kültürümüze, irfanımıza, medeniyetimize ve insanlığımıza hayranlığım artıyor. Bir bakıma aile gücünü anlatan, toplumun temelini oluşturduğu hakikatini dile getiren altı kelimelik şu sözü duydum ve muazzam bir sevince kapıldım. Şöyle deniyor: “Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır.” Bu söz üzerine değil sadece makaleler, kitaplar bile yazılabilir. Ah bir düşünebilsek, bir idrak edebilsek... Anne bağ, baba dağdır. Tabiatın bu iki asli unsurunu çıkarsak geriye görebileceğimi ne kalır ki? Dünyanın dengesi sarsılır, muvazenesi değişir, ahengi bozulur.

KARI KOCA KAVGASI

Gençlerimizin sadece........

© Milat