menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

154’ler listesi

235 1
26.07.2024

Bu sütünde defalarca yazdım, fikirlerin siyasi disiplin, hele de emir-komuta altına alınması, o fikirleri boğuyor. Yüksek prensiplerden, ilmi araştırmalardan, felsefi düşüncelerden oluşması gereken fikirler emir-komuta altına girince, günlük siyasi güç kavgalarının basit aleti durumuna düşüyor.

İsterseniz internetten benim “Particilik fikirleri boğuyor” yahut, “Partiler kendi fikirlerini boğuyor” veya “Mahallenin istibdadı” başlıklı yazılarıma bakabilirsiniz.

Daima savunduğum temel prensip şudur: “Her akımda bağımsız ve eleştirel aydınlar olmalı.

Çeyrek asır önce yayımlanan “Hayat Yolunda” adlı kitabımda da “fikirlerin kalitesi renginden önemlidir” diye yazmıştım.

Milliyetçi düşüncenin büyük beyinlerinden merhum Prof. Erol Güngör, parti disiplini altına giren meslektaşlarını eleştirmiş, “tenkitçi tavrı kaybeden bir aydın artık ruhları karartmaktan başka işe yaramaz” diye yazmıştı. (Sosyal Meseleler ve Aydınlar, Ötüken Yay. s. 374)

Şimdi yüksek fikir hayatının bu prensiplerini önceki gün çıkan bir habere uygulayalım…

Sinan Ateş davasında, azmettirici olarak tutuklu yargılanan eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın, cinayetten önce ve sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Yönter ile defalarca WhatsApp üzerinden mesajlaştığı ortaya çıktı.

İddianamede yok ama........

© Karar


Get it on Google Play