HSK’ya anayasal görevini hatırlatmanın tam zamanıdır…
Geçen gün “X” hesabımdan “hukuk neden öldürülür” sorusunu yazarak bir paylaşım yaptım.
Cevapları okuyunca etkilendim.
Hukukun görünmez kılınmasının sebeplerini ve etkilerini kısa ama anlam yüklü cümleler ile anlatan çarpıcı yorumlardı hepsi.
Aralarında ince mizahla bezenmiş olanları da vardı:
“Canlısı ayaklarına dolandığı için” gibi örneğin.
Benim soruma soru ile cevap verenler de:
“Benim asıl merak ettiğim hukukçular hukukun öldürülmesine nasıl müsade eder?” gibi.
Çok doğru bir soru. Ve tüm hukukçular için de üzüntü verici.
İnsanların bir millete dönüşüp devlet kurmalarını sağlayan, hukuku yaşatmak için yemin eden, adil ve dürüst yargıçlardır.
Yargıçsız millet, yargıçsız devlet olmaz.
Yargıç hukuka ihanet ederse, hukuku boğarsa yargıçlığından vazgeçmiş demektir.
O zaman devletin silahlı çeteden bir farkı kalır mı?
O devlete hukuk devleti denebilir mi?
“X” deki bir diğer takipçimin “Devleti batırmak için olmazsa olmaz. Dışardan düşmana gerek yok o zaman” cevabında olduğu gibi bu da devletin sonu demektir.
Yargıç yargıçlığını yapmazsa yargıçlık vasfını kaybeder ama asıl vahim olanı devletin devlet olma vasfını yitirmesidir.
“X” de bir başka yorum da şöyle: “Muhatap olma ihtimaline karşı hukuk öldürülür. Muhalefet de seyreder.”
Evet gelinen bu hukuksuzluk sarmalında beklenti haklı olarak muhalefetten…
Madem muhalefet diyoruz, o zaman Can Atalay ile ilgili görüşmelerde TBMM’de AKP........
© Karar
visit website