menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

2024 Hac İzlenimlerim

25 0
18.07.2024

“Hz. Ömer ordusuyla birlikte Suriye taraflarına doğru sefere çıkmıştı. Yolda bir süre için konakladıklarında yerel halkın ileri gelenlerinden birisi Hz. Ömer’e bir tas soğuk bal şerbeti ile sıcak bir somun arpa ekmeği uzattı. Ömer hemen bir lokma kopararak ağzına götürürken sordu:

– Bu yiyecek ve içeceklerden bütün askerlerimize verdiniz değil mi?

Oradakiler;

– Hayır ya Ömer! Sadece sana verdik…dediler.

Ömer;

– O zaman vallahi bende yemem, dedi ve elindeki yiyecekleri geri uzattı.”

2024 yılı hac döneminde Allah nasip etti, hac yolculuğuna çıktık. İlk önce Medine-i Münevvere’deki ziyaretlerimizi yaptıktan sonra Mekke-i Mükerreme’ye geldik. Arafat vakfesine kadar üç kere umre yapmak imkânı oldu. Barınma, yeme-içme, Kâbe-i Şerife ulaşım, rehberlik hizmetleri gayet güzel.

Sıra Arafat vakfesine geldi. Çadırlar hazır, Diyanet İşleri Başkanı Arafat duasını okudu. Birbirimize sarılıp, tebrikleştik. Güneş battı. Müzdelife’ye gideceğiz. Otobüsler harıl harıl insan taşıyor. Bize arife gecesi 01.30’da sıra geldi.

Müzdelife’de akşam ve yatsı namazlarını cem ettikten sonra yaya olarak Cemerat’da büyük şeytana 7 taş atmak için yola koyulduk. Rehber hocalarımızdan 7_8 km yol yürüyeceğimizi söyleyenler de oldu, 10-12 km yürüyeceğimizi söyleyenler de oldu. Yol boyunca kalabalık insan seli akıyor. 5-6 km yürüdükten sonra tünel girişindeki Arapça ve İngilizce yazılmış tabela gözüme ilişti. (Cemerat 7 km) Yol boyunca durmak, dinlenmek yok! Çünkü arkadan gelen insan selinin akışına engel olacak. Yol kenarında fenalaşıp yatan yaşlı kadınları, erkekleri görüyoruz. Başlarında kafilelerinden bir kişi refakat ediyor. Yürümeye takatleri kalmamış. Güvenliği sağlayan silahsız askerler yol ortasından bir tabure benzeri platform üzerinden yürüyenlerin üzerine sebzelerin ilaçlanmasında kullanılan 2-3 litrelik manuel su püskürtme kavanozları ile su püskürtüyorlar. Cebri yürüyüş yolunda duraksama olmasın diye yol kenarlarında içme suyu yok! Nihayet sağ salim ama bitkin bir vaziyette Büyük Şeytan’a 7 taş attık ve dönüş yoluna geçtik. Burası daha geniş ve yol kenarlarında çeşmeler var. Seccademizi yere serip ayrı ayrı sabah namazlarını eda ettik. Bayram namazı kimsenin aklına gelmiyor. Herkes hocalara soruyor:

– Hocam otobüsler nerede? Daha çok var mı otobüslere?

Cebri yürüyüş Mekke’ye dönüş yolunda da devam ediyor! Çünkü insan seli devam ediyor. Duraklama olmaması için görevli askerler “Yallah hacı! Yallah!” diye sürekli ikaz ediyorlar. 13-14 km kadar yürüdük ki Mekke’de Kâbe-i Şerif’in yanındaki saat kulesi göründü. Burada otobüslere bindik ve otele geldiğimizde bayram sabahı saat 07.30 idi. Taş, baş, tıraş! Taşımızı attık, kurbanlarımızın başı kesildi, biz de tıraşımızı olduk ve ihramdan çıktık. Kâbe-i Şerif’te farz olan ziyaret tavafını ve sa’yini de bayramın birinci günü eda ettik.

Bayramın ikinci günü de şeytana 21 taş atmak için otel önünden bizi otobüs alarak Cemerat üzerinde bir yerde bıraktı. Cebri yürüyüşümüz devam ediyor, yol adeta insan seli! Türk hacıları yaşlı! Endonezya, Pakistan, Bangladeş ve Nijerya’dan gelen hacılar daha genç oldukları için daha seri yürüyorlar.

Tekbirler, dualar hep bir ağızdan okunuyor, önde her kafilenin........

© İnsaniyet


Get it on Google Play