Medya: Gözlerimi kaparım gerekeni yaparım
Ayşenur Arslan
Bazen hayat bir parantez açar. Dünyanın gamını yükünü dışarda bırakıp kendinize bakma fırsatı verir. Hastanede iki gün.. İlaçlar.. Ölçümler falan!
Sonra parantez kapanır ve yeniden dünya haline dönersiniz.
CHP’nin kırmızı kartı.. Erdoğan’ın kırmızı kitabı.. Neler de neler.
Bir memleket düşünün; Beyaz Saray’a resmen oturmak için gün sayan Trump geçenlerde Erdoğan’ın kulaklarını çınlattı. Müthiş villasında düzenlediği basın toplantısında aynen şunları söyledi:
“Türkiye, Suriye’nin peşinden 2000 yıldır, farklı isimler ve farklı şekillerde gidiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan benim dostum. Sevdiğim, saygı duyduğum biri. Onun da bana saygı duyduğunu düşünüyorum. Ayrıca, kendisinden belirli kişilere karşı harekete geçmemesini rica ettiğimde, bunu yapmadı. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz – Kürtler. Ne kadar süreceğini bilmiyorum çünkü onlar doğal düşmanlar. Birbirlerinden nefret ediyorlar ama Erdoğan bunu henüz yapmadı ve geçmişte de yapmadı. Başlattığında ise, ona “Lütfen yapma” dedim ve o da yapmadı."
* * *
Erdoğan ne yapacaktı da Trump “rica edince” yapmadı? Bu konudaki mesajlar nasıl gelip gitti? Asıl önemlisi o mesajlar resmî hüviyet kazanıp devlet arşivine kaydedildi mi? Yoksa “iki dostun muhabbeti” olarak mı kaldı?
Bakın! Bu soruların yanıtlarını belki hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Ancak daha fenası medyanın çoğunluğuna bakarsanız SORULARI da pas geçeceğiz. Başta Anadolu Ajansı, ABD’de muhabiri olan Saray yanlısı gazetede dergilerin haberlerinde nedense Trump’ın bu sözleri yok! Basbayağı yok! Düşünün ABD Başkanı “YAPMA DEDİM YAPMADI” diyor ve bu ülkenin gazetecileri kulağının üzerine yatıyor. Duymuyor!
Neyi duyuyor peki? Trump’ın, Erdoğan’ı ne kadar sevip saydığına dair sözlerini.
Aman da aman. Başkan bey Reis’i severmiş. Arada........
© HalkTV
