Ya bu sefer de olmazsa?
SDG’ye tanınan sürenin sonuna çok az kaldı. Suriye sahasında dananın kuyruğunun kopacağı günlerin arifesindeyiz. Bölgede kartların yeniden dağıtılacağı “final” sahnesine doğru hızla ilerliyoruz. Gündem sıcak, başlıklar çetrefilli. Ancak fotoğrafın bütününe baktığımızda, “Terörsüz Türkiye” hedefinin, içerideki ve dışarıdaki tüm sabotaj girişimlerine rağmen devletin kırmızı çizgisi olduğunu net bir şekilde görüyoruz.
Şam’da Kritik Ziyaret
Bilindiği üzere YPG/SDG ile Şam yönetimi arasında 10 Mart 2025’te varılan bir mutabakat vardı. Neydi o mutabakatın özü? Örgütün kendini feshetmesi ve Suriye devletine entegre olması. Ancak sahadan gelen haberler, örgütün “ipe un serdiğini” gösterdi. Bir nalına bir mıhına yapılan açıklamalar, Münbiç ve Deyrizor hattında yaşanan çatışmalar, entegrasyon değil, bir oyalama taktiğinin devrede olduğunun ispatı.
Tam da bu noktada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun Şam ziyareti sıradan bir temas olarak okunmamalı. Bu ziyaret, Ankara’nın “Eğer entegrasyon masada çözülmezse, sahadaki B planımız (askeri müdahale) hazır” mesajıdır.
Mazlum Abdi’nin İsrail Aşkı
Peki, örgüt neden 10 Mart mutabakatına direniyor?
Cevabı çok uzakta aramaya gerek yok. Örgütün elebaşlarından Mazlum Abdi’nin geçtiğimiz günlerde İsrail medyasına (Jerusalem Post) verdiği röportaj, ihanetin itirafı gibidir. ABD’de Trump yönetimiyle birlikte rüzgârın tersine döndüğünü gören örgüt, şimdi yeni efendi arayışında. Abdi, İsrail lobisi üzerinden Washington’da tutunmaya çalışıyor. Açıkça, “Suriye’yi bölmek için İsrail’in taşeronluğuna talibiz” diyor.
Koçyiğit Ne Demek........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein