Bela geliyorum der!
Hep diyorum: Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz.
Bundan sonra olacaklar bizi korkutmasın. Ama muhtemel gelişmeleri bilelim ve ona göre hazırlık yapalım. Yoksa ecelimizden önce ya da sonra ölecek değiliz. Rızkımızdan az ya da çok da yemeyeceğiz. Kaderimizden başka bir kaderimiz de yok. Allah (cc) ipine tutunursak, cahillik etmezsek, zalimlerden olmazsak, en zor şartlarda bile kurtuluşa ereceğiz. Bir de geleceği Allahtan başka kimse bilemez. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Onun için korkuya gerek yok.
Ortalıkta kâhinlerden, astrologlardan geçilmiyor. Hele yılbaşı geliyor, Muhiddin-i Arabi, Nostradamus, Baba Vagna’nın 2025 için işaret ettiği şeyler yazılıp çizilecek. Ve tabi The Economist’in kapağını yorumlayacağız. Ben bunlardan bağımsız, genel bir derleme yapmaya çalıştım.
Hele bir Amerikan seçimleri olsun bakalım ne olacak. Florida’da yaşananlar kadar, batının büyük şehirlerinin arka sokaklarında yaşanan dehşet insanların gözünü korkuttu. Pedefolik Satanist Siyonist’lerin dünyayı cehenneme çevirme planları da insanları korkutmaya devam ediyor. Evet, hâlihazır durum bu.
Eskiden karnelerimizde “Hal ve gidiş” diye bir bölüm vardı. Artık yok. Peki, şimdi bizim çocuklarımızın, ailelerimizin, işletmelerimizi, ülkemizin, bölgemizin, İslam ülkelerinin, dünyanın hali ve gidişatı nasıl? Bu güne geldiğimiz de “Hal ve gidişi” soracak olursanız alacağınızı cevap belli; “Ne sen son, ne de ben söyleyeyim”.
Bir yandan Türkiye yüzyılından söz ediyoruz, öte yandan “Beka” konusunu, dini bağlamından koparıp, ülkemizin geleceği açısından “sorun” diye tanımlıyoruz. Tabi, sonuçta böyle bir akılla çıkılan yolculuğun sonunu tahmin etmek hiç de zor değil.
Kemerleri bağlayın çünkü türbülansa giriyoruz, ani düşüşleri yaşayabiliriz.
Ne demek istediğimi 2024 Kasım başı, Aralık sonu ve 2025 Mart başında daha iyi anlayacaksınız. Sonrası zaten sormaya gerek kalmadan bu süreci yaşayanların tahmin edecekleri bir şey.
Asıl büyük değişim 2026’da olacak. Çift güneşli bir dünyada ısınma neymiş, nasıl oluyormuş göreceğiz. Birileri onun için yeraltında yerleşim alanları oluşturuyor. Yerin 4-5 metre altına 18 derece sabit bir ısı var. Ve tarım ancak yine yeraltında oluşturulacak seralarla mümkün olacak ve tabi sınırlı yansıtmalı bir aydınlatma ile. Bu süreç sadece insanlar için değil, hayvanlar ve bitkiler için de zor bir süreç olacak, eğer beklentiler gerçek olacaksa.
Bilim adamları boyutu, astroloji döngüleri, fizikçiler maddenin yapısı, atom altı parçacıkları, enerjiyi, biyologlar hayatın sırları araştırıyor da, birileri de zamanı ve tarihin evrelerini araştırıyor. Mesela, Hz. Âdem’den Hz. Nuh’a 1. Evre. Hz. Nuh’tan Hz. İbrahim’e 2. Evre. Hz. İbrahim’den Hz. İsa’ya 3. Evre. Hz. Muhammed’den bugüne 4. Evre. Son evre, kısa bir dönem ama Kıyamet evresi. Bu evreler arasında birkaç asra kadar uzayabilen geçiş evleri var.
İnsanlığın ilk evresinden önce de başka evreler vardı. Biz o evrelerden sonra dünyaya geldik. Bu dünyada bizden önce cinler farklı bir boyutta yaşıyorlardı. Onlar yeryüzünde bozgunculuk........
© Haber Vakti
visit website