menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hudeyde cehennemi İsrail’i soğutur mu?

240 25
22.07.2024

İsrail geçen cumartesi Yemen’in liman kenti Hudeyde’de soykırımcı pratiklerinden ürkütücü bir kesit sundu. Yükselen alevlerle tüm Orta Doğu’ya had bildirdiğini düşünüyor.

Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın sözleri, neyin hedeflendiğini anlatıyor: “Şu anda Hudeyde'de yanan ateş Orta Doğu'nun her yerinden görülebiliyor ve bunun önemi açık. İsrail vatandaşlarının kanının bir bedeli var. Bize saldırmaya cesaret ederlerse, sonuç aynı olacaktır."

Saldırıyı 9 ay gecikmeli gelen bir misilleme olarak gören İsraillilere göre İsrail başta İran olmak üzere bütün düşmanlara gözdağı verdi. F-35, F-16I Sufa ve F-15 jetler yakıt ikmali, komuta-kontrol ve istihbarat koordinasyonu gerektiren 1800 kilometrelik bir menzilde bombardıman yürüttü. Bir bakıma İran’ı vurmanın tatbikatı yapıldı. ‘Hudeyde’yi cehenneme çevirdiğimize göre 1500 km mesafedeki Tahran’ı da böyle vururuz’ mesajı verildi. Mesaj aynı zamanda Abraham Anlaşmaları ile İsrail’le ilişkilerini resmileştiren ya da buna niyetlenen Arap ülkelerine yönelikti. Onlara da “Sizin de düşmanınız olan güçlere karşı cezalandırıcı olabiliriz, bize güvenin” denildi.

***

Husilerin kontrolündeki Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin Gazze’deki soykırım operasyonuna karşı Filistinlilerle dayanışma için Kızıldeniz’de bazı gemileri hedef alması ya da İsrail’e füze ve SİHA fırlatmasından rahatsız olan Arap komşular Tel Aviv’in vermek istediği mesajın önde giden alıcıları ve yayıcıları olabilir. Fakat bu yol Yemen’e çıkmaz. Suudiler hemen saldırıyla bir ilgilerinin olmadığını ve hava sahasının İsrail jetlerine kullandırılmadığını açıklama gereği duydu. Fakat onların güdümünde Riyad’da lüks otel odalarından ‘meşruiyet’ iddiası güden ‘sürgündeki’ Yemen hükümetinin tepkisi, Körfez’deki başkentlerde hakim hissiyatı ele veriyor. Şark’ul Evsat’a konuşan bir yetkili, “İsrail ve İran’ı, Yemen'i ‘anlamsız’ savaşlarının sahası haline getirmemeye’ davet ediyor. Riyad’ın güdümündeki bu yapı, Husilerin direniş gücü Ensarullah’ı “haydut”, İsrail’e karşı eylemleri de “terör saldırıları” olarak niteliyor. İsrail’i de Hudeyde saldırısıyla “haydut örgütün konumunu güçlendirmek” ve “Husilerin yol açtığı insani krizi derinleştirmekle” eleştiriyor. Ama Husilerin sonunu getirebilse Amerikan, İngiliz ve İsrail saldırılarına canı gönülden razılar. Husileri bitirmek yerine onlara güç ve meşruiyet kazandırıyor. Esasen Suud destekli Yemenli yetkilinin bu yaklaşımı, Gazze’de soykırım devam ederken Biden yönetimiyle ‘İran’a karşı Amerikan koruması’, ‘nükleer teknoloji’ ve ‘gelişmiş silah’ karşılığında İsrail’i tanıma pazarlığına girebilen Riyad yönetiminin hassasiyetlerini yansıtıyor.
Ders verme düşkünlerinin ıskaladığı şey şu: Yemen’in sabırlı ve dirayetli insanları varlıkta ve yoklukta Arap onuru ve direncini temsil ediyor. Uzak tarih bir kenara Suudiler, Arap Yarımadası’nda kendi devletlerini kurarken yüzleştikleri Zeydi direncini, 1990’larda ve ardından 2014 sonrasında yeniden tecrübe ettiler. Bugün Suudiler ve Emirliklerin besledikleri bazı unsurlar genel Yemen algısını fazla zedelemez.

***

Amerikan-İngiliz........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play