menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erdoğan’ın ‘Hamas muhabbeti’ neye hizmet ediyor?

279 12
02.05.2024

İsrail’in soykırımla dayattığı koşullarda ateşkesi reddeden Hamas’ın boyun eğdiğini, dahası Yahudi devletini tanıyıp silahsızlanmayı kabul ettiğini düşünün! Ve bunu temin eden ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini. Ve bu sonucun Beyaz Saray’da Başkan Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından başarı olarak duyurulduğunu! Beyaz Saray, Erdoğan’ın iple çektiği Washington ziyaretinin ertelenmesine “Programların uyumlu hale getirilememiş olmasını” gerekçe gösterdi. Olgunlaştırılamayan ortak gündemin başlıklarından biri Hamas’ı yola getirme misyonundaki başarısızlık olabilir mi? Bazı işaretler var ki “Olabilir’ dedirtiyor.

Erdoğan’ın Hamas’la iştigalinin “ABD’ye rağmen” olduğunu sananlar, düz bir mantıkla, İsmail Haniye başkanlığındaki heyetin 20 Nisan’da Dolmabahçe’de ağırlanmasını “ziyareti yakan temel neden” olarak görüyor. Kolaycılığa kaçan bir muhalefet. “Terör örgütü liderlerini ağırlayan bir cumhurbaşkanı ile Biden elbette görüşmez” diyorlar. Hatta Erdoğan’ın Haniye’yi kabul ederek ziyaret planını kasten yaktığını düşünenler var. Muhalefet, ABD’deki neo-conlar, Yahudi lobisi ve İsrail’e yakın düşünce kuruluşlarının tepkilerini baz alarak ezberden çıkarımlar yapıyor.

Her şeyden önce Hamas’la temaslar ABD’nin bilgisi dahilinde. Ziyaret gündeminde Gazze’nin olması da kaçınılmaz. İptale gerekçe Hamas’ın ağırlanması değil muhtemelen bu ağırlamadan arzulanan sonucun çıkmaması. Fakat iptal tamamen buna da bağlanamaz. Son yıllarda S-400 ve ABD’nin SGD-YPG’ye desteği başta olmak üzere Türk-Amerikan ilişkilerinde yük bindiren çelişkilerden kurtulmak için Washington iç siyasi denklemde değişim istiyor. Yeni bir Kürt açılımı ve siyasi tutukluların bırakılması buna dahil. Bu şekilde Erdoğan’ın milliyetçi çemberin dışına çıkacağı, manevra alanı bulacağı ve ilişkileri geren bağlamların değişeceği umuluyor.

Hamas bağlamını ele almamız meselenin ondan ibaret olduğu anlamına gelmiyor. Gazze’de soykırım savaşı sürerken İsrail’le ticareti kesemeyen Erdoğan’ın, ABD ile koordinasyon olmadan Hamas’la görüşeceğini düşünenler yanılıyor. 7 Ekim Aksa Tufanı’nın hemen ardından panikle Haniye’yi İstanbul’dan gönderten sanki Erdoğan değildi. Ama Hamas’la iletişim için Türkiye kanalına da ihtiyaç vardı ve ABD’nin talebiyle kapı yeniden açıldı.

***

Son haftalardaki temas trafiğine baktığımızda izlenen yol haritasının sadece ateşkesi değil Hamas’ın dönüştürülmesi hedefini de içerdiğini görüyoruz.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 17 Nisan’da Doha’da Haniye ile üç saat görüştü. Bu da Amerikalıların bilgisi dahilindeydi. Öncesinde ABD Dışişleri Müsteşar Vekili John Bass Ankara’da Fidan’la bu meseleyi de müzakere etmişti. Haniye ile buluşmadan sonra Fidan dedi ki; "Yıllardır Hamas'la yaptığımız görüşmelerde, kendilerinin 1967 sınırları içerisinde kurulacak olan bir Filistin devletini kabul ettiklerini, Filistin devletinin kurulmasını müteakip Hamas'ın silahlı kanadının olmasına gerek kalmayacağını, bir siyasi parti olarak hayatlarına devam edeceklerini bana ilettiler."

Fidan’ın Doha temasları, Hamas heyetini Dolmabahçe’ye getiren koşulları hazırladı. 25 Nisan’da Erdoğan’la görüşmeden sonra Hamas Siyasi Büro Üyesi Halid Hayya, Associated Press (AP) üzerinden Batılı alıcıları hedef alan bir açıklama yaptı. 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması karşılığında silah bırakarak siyasi bir partiye dönüşmeye ve en az beş yıllığına bir ateşkese hazır olduklarını söyledi. 27 Nisan’da Fidan bu kez TBMM'de uluslararası komisyon başkanlarına şunu söyledi:

"Biz 1967 sınırlarına dönülmesini ve iki devletli bir çözümü savunuyoruz. Hamas'ın '1967 sınırlı 2 devlet kurulması halinde silah bırakacağız' açıklaması da çok önemli. Çabamızı........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play