menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GENÇLİK İTTİFAKI

7 0
29.12.2024

Haziran ayında yapılması planlanan seçimler ile ilgili siyaset arenasında farklı hesaplar yapılmaya başlandı. Meclis'in, 14 Şubat'ta kendini feshedeceği, 2 gün sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçim takvimini açıklayacağı konuşuluyor. Bu senaryoya göre 16 Nisan'da, sandık vatandaşın önüne gelmiş olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, anayasa engeline takılmadan 3'üncü kez aday olabilmesi için 20 Nisan'dan önce sandığı vatandaşın önüne getirmesi gerekiyor. Buraya kadar anlattığımız her şey şekil şartı ve seçim tarihine ilişkindi. Bir diğer tartışma konusu ise seçimlerin demokratik bir ortamda yapılıp yapılmayacağına yönelik.

Uluslararası medyada, AKP iktidarında, seçimlerin adil koşullarda yapılmasını sağlayan demokratik kurumların ve basın özgürlüğünün büyük zarar gördüğü eleştirilere konu oluyor. Örneğin, Freedom House tarafından yayınlanan Dünya Özgürlük Raporu'na göre; Türkiye 195 ülke arasında 144. sırada yer alıyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayınlanan dünya basın özgürlüğü endeksine göre Türkiye, 180 ülke arasında 149. sırada yer alıyor. Raporda yapılan değerlendirmeye göre, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye'de basın özgürlüğünde büyük bir gerilemeye neden oldu. Yayınlanan raporlara ve uluslararası eleştirilere rağmen 6 Nisan'da Resmi Gazete'de yayınlanan milletvekili seçim kanununda yapılan değişiklik ile uluslararası alanda Türkiye'nin itibarının olumsuz yönde etkilendiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de demokrasi değerlerinin gerilemesinin yarattığı süreç, ekonomik büyümeyi sekteye uğrattı. Bu durumun faturası elbette ağır oldu. Ülkece ciddi bir ekonomik krizle baş etmek zorunda kaldık. İstanbul Planlama Ajansı'nın hazırladığı “Ekonomik Kriz Kıskacındaki İstanbul'da Geçim ve Dayanışma” raporunda; toplumun bel kemiğini oluşturan orta sınıfın giderek yoksullaşmakta olduğu, hatta temel gıda maddelerini temin etmekte bile zorluk çektiği rapor edildi. Raporda dile getirilenler sadece İstanbul gibi büyükşehirlerin sorunu değil, Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile hissedilen bir durum. Bir şekilde gelir dağılımı eşitsizliği kötüleşmeye devam ediyor. Türkiye'de enflasyon savaş halindeki Rusya ve Ukrayna'dan daha yüksek bir seviyeye geldi. Paramız diğer para birimlerine karşı hızla değer kaybediyor. Nitekim son 18 ayda TL; ABD doları karşısında yaklaşık u değer kaybetti. Edirne ve Artvin gibi sınır vilayetleri daha ucuza alışveriş yapmak için Türkiye'ye gelen Bulgar ve Gürcü vatandaşlarla dolup taşıyor. Vatandaşlarımız daha ucuza telefon alabilmek için Sarp Sınır Kapısı'nda uzun kuyruklar oluşturmuş durumda. Türkiye’nin, NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip olmasına rağmen, doğu ve güney sınırlarımızın Avrupa'ya seyahat etmek isteyen mülteciler tarafından kolayca geçiliyor olması halkın........

© Gazete Durum


Get it on Google Play