Düşen yapraklar değişmeyen sınıf çatışması
Aki Kaurismäki'nin Fallen Leaves (Düşen Yapraklar, Türkçeye Sararmış Yapraklar diye çevrilmiş) adlı filmi günümüz koşullarına niye kimse sınıfsal bakmıyor ya da bakamıyor diye düşünürken önüme düştü. Tanıtımlarını okuduğunuzda iki yalnız ruhun tutunma ve birbirine âşık olma temasına odaklanıldığını görmüşsünüzdür, oysa çok daha fazlası var. Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar ve hatta streaming ortamda yeni gösterime girmiş Kübra’nın toplumu anlama çabasından daha fazlasını vaat ediyor. Kaurismäki ile yerli dizi karşılaştırması anlamsız görünebilir, ben de zaten sinema alanında uzman sayılmam ama bu toplumsal çatışmaların nedenleri ve sonuçları konusunda neler izlediğimiz üzerine kalem oynatmaktan dışlamaz herhalde kimseyi…
Neyin spoiler olup olmadığı konusu benim için hep karmaşık olmuştur, konusunu ve sonunu bildiğim bir filmi izlemekten kaçınmadığımdan olsa gerek, bence mühim olan izlenen yol çünkü; yoksa “katil uşak” niye bir klişe olsun. Filmin tanıtım videolarını izlediğinizde ya da benim bazı öğrencilerim gibi çarpı iki hızla izlediğinizde olayın 1970’lerin Helsinki’sinde geçtiğini düşünebilirsiniz. Yönetmenin kullandığı dekor, kostümler ve hatta filtre bizde bu hissi yaratıyor ama kahramanlarımızdan Ansa’nın güvencesiz koşullarda çalıştığı barda üstünü değiştirirken arkasında asılı kocaman bir 2024 takvimi bizi günümüze ve kendimize getiriyor. Bir de fonda adeta cızırdayan Ukrayna-Rusya savaşı var. “Lanet edilen” bu savaş Finlandiya’da günlük yaşamı, yükselen elektrik faturalarıyla, ısınma sorunuyla etkiliyor. Radyodan dinlediğimiz savaşta hep Rusya Ukrayna’yı vuruyor, hep Ukraynalı siviller ölüyor ama bu filmde bir yerden sonra tahammülü zor bir gürültüden ibaret, dünya........
© Evrensel
visit website