Bugünü anlamak için…
Dönüp dönüp okuduğum kitaplar vardır; bunlardan birisi de Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun 1920’de basılan ilk romanı Kiralık Konak’tır… Bir paragrafı vardır ki okuya okuya ezberime kazınmıştır:
"Nafile başını sallama! Benden belki nefret bile ediyorsun. Sana demin vücudumun güzel taraflarını gösterirken beni seviyordun. Fakat ne vakit ki hayatımın çirkin taraflarını göstermeye başladım, benden tiksindin. Genç iken ve güzelken vücudu soymak iyidir. Fakat hiçbir yaşta ruhu soymaya gelmez. Ve herkes önünde, hatta kendi önümüzde bile, daima giyimli durmalıdır."
Seniha’nın sözleridir bunlar. Seniha roman boyunca iç sıkıntısından bitiyor, gönlü hiçbir şeyle avunamıyordur. Etrafındakilerin seslerinden, sözlerinden, kahkahalarından, daima aynı tarzda tekerrür eden seslerden artık usanmıştır. Bütün tanıdıklarından, kadın erkek, ayrı ayrı nefret ediyordur. Mütemadiyen okuyordur. Kardeşi Cemil’e “Aman kitap, aman kitap!” diyordur ve Cemil eve her dönüşünde ona beş on cilt birden getiriyordur. Ancak Seniha konakta; “…âdeta duvarlar arasında dar bir kafese hapsedilmiş büyük bir kuş gibi çırpınıp duruyor” dur.
Hiçbir zaman hayat adamı olamamış, romanın diğer kahramanlarından Hakkı Celis, Seniha’nın ruhları soymakla ilgili sözlerini duymazdan gelecektir. Seniha bireysel olmaya çalışırken gerçekçidir de... O, ruhunu Hakkı Celis'in önünde sergilemekten çekinirken, vücudunu savaş vurguncularının önünde soymaktadır.
Asıl dertli olan, asıl birini........
© Ekonomim
visit website