menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İklim Değişikliği, Artan Sıcaklıklar, İş Hayatı ve Turizm

2 0
24.07.2024

İklim değişikliği, X kuşağı için distopya filmlerinde gördüğümüz bir olguydu. Y kuşağının daha gençleri için ise okullarda öğretilen ve plastik çöplerini ayırmalarını gerektiren uzak bir bilimsel gerçekti. Son yıllarda krizin etkisi artık gerçeğe dönerken 2024 yazında herkes için tek ve en büyük gündem maddesi “havanın ne kadar sıcak olduğu” konusu oldu. Ancak insanların oldukça muzdarip olduğu bu konu, medyada doğru düzgün gündem bile olamıyor.

Akdeniz ülkeleri olarak daha ılıman, bahar mevsimlerinin olduğu ve ani sıcaklık geçişlerine fazlaca maruz kalmayan bizim gibi ülkeler için sürecin daha da zor geçtiğini söylemek yanlış olmaz. Geçtiğimiz yıllarda Avrupa ülkelerinde sıcaktan hayatını kaybedenlere ilişkin haberleri gördüğümüzde belki şaşırıyorduk. Ancak bu gidişle Türkiye’de de yakında bu haberlerin olağanlaşacağını hepimiz görebiliriz.

Şehirleşme Sorunu

Bu beklenmedik sıcaklık artışlarında pek çok etken var. Ancak uzmanlara göre şehirleşmenin özellikle de hissedilen sıcaklık üstündeki etkisi çok fazla. Asfaltlar ve binaların sıcaklıkta etkisi farklı yönlerde oluyor. Öncelikle hava akım alanlarını etkilemeleri sebebiyle rüzgarların akışı engelleniyor. Diğer bir önemli faktör ise toprak ya da ağaçlar gibi ısıyı emmek yerine daha yüksek şekilde biriktirerek ve yansıtarak sıcaklığın günün geç saatlerinde dahi yüksek olmasına sebep olmaları. Bu nedenle şehirlerde, sadece park gibi şehir merkezinden ayrı yeşil alanların bulunması yeterli değil. Aksine binaların ve yolların olduğu yerlere de ağaçlandırma ve yeşillendirme yapılması gerekiyor.

Şehirlerimizin zaten bugüne kadar doğadan ve yeşilden bu kadar uzak kalmaması ve mevcut doğal zenginliklerimizin yok edilmemesi gerekiyordu. Bunları yapamadığımız için şimdi daha da büyük bir ihtiyaç ile karşı karşıyayız. Şahsen iklim değişikliğinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kapsamına alınmasını da bu nedenle doğru bulmuyorum. Şehircilikteki çıkarlar ile çevrenin ve iklim değişikliğinin riskleri birbiri ile çatıştığı için bu dengeyi ayrı bir uzman kadrosu ve ayrı bir bürokratik yapılaşma ile sağlamak gerekiyordu. Ancak ülkemizde ne yazık ki bu tercih edilmedi ve doğa inşaata yenildi. Paris Sözleşmesi ve uluslararası diğer yükümlülüklere uyum sağlamak adına iklim işleri hızlıca bir bakanlığa entegre edildi ve bakanlığın adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı oldu ki bu isim bile ne yazık ki çevre ve iklim konusuna gereken önemin verilmediğinin bir göstergesi.

İnsan Sağlığı ve Yüksek Sıcaklıklar

Şehirlerde bu denli yüksek sıcaklıkların olması elbette ki iş hayatını da etkiliyor. Yunanistan’da Temmuz ayında iş hayatını düzenleyen önlemler alınmaya başlandı. Yunanistan’ın tebrik edilmesi gereken bir........

© Daktilo1984


Get it on Google Play