Gazze’ye bombalar yağarken...
“Ölüm, adın kalleş olsun!” Kimi zaman bir şiirin tek bir dizesi, içinizdeki fırtınayı dışa vurmaya, söndüğünü sandığınız tüm volkanları yeniden tutuşturmaya yetiyor.
“Ölüm, adın kalleş olsun!” böyle dizelerden biridir. Enver Gökçe, gerçi genç yaşta kanserden ölen Saffet Hoca (Dil Tarih’te İngilizce öğretmeni Saffet Korkut) için yazmıştı o dizeyi. Ama yine de... Anımsatayım:
“Gâvur Müslüman demezdi/ Kendisi için bir şey istemezdi/ Yatak ölümü beklemezdi/ Gitti vadesiz, gencecikken/ Yiğitken, güzelken, incecikken// Ölüm, adın kalleş olsun!”
***
Ama yine de Gazze’ye bombalar yağarken, çocuklar ölürken... Plajda oynayan ya da kara harekâtının önüne sipere koşulan çocuklar vurulurken... Çocuklar okulda ya da hastanedeyken... Taş atarken ya da sadece gökyüzüne bakarken, çocuklar öldürülürken... Hep aklımda o dize: “Ölüm, adın kalleş olsun!”
Emperyal güçler kozlarını paylaşırken... Sınırlar yeniden yeniden çizilirken... İşgal edilmiş topraklarda yeni dengeler kurulurken... Ülkeler daha çok daha çok bölünürken... “Böl ve yönet” egemenken... Kim kimi daha çok sömürür derken... Ölüm, adın kalleş olsun!
***
Ortadoğu’da bitmeyen savaş, Netanyahu’nun son kararları; önce sadece şiirlerini bildiğim, sonra tanımak, dertleşmek olanağını bulduğum Filistinli şair Mahmut Derviş’i getirdi gece ve gündüz düşlerimin ve kâbuslarımın içine yerleştirdi.
Devrimciydi. Devrimci olduğu........
© Cumhuriyet
visit website