Devlet borcu değil özel borç krize yol açar
Son haftalarda sosyal medya platformlarında devlet borcu yüksek olan ülkelerin yakın zamanda büyük bir ekonomik kriz yaşayacağına yönelik iddialar arttı. Bazı ana akım ekonomistler bu söylemlere destek veren açıklamalar yaptı. En dikkat çekici olanı ünlü borsacı ve fon yöneticisi Ray Dalio tarafından yapılan açıklamalar oldu.
Devlet borcu krizleri hakkındaki ana akım ekolün görüşü, devletlerin borçlanmasının özel sektör yatırımlarını dışlayacağı, faiz oranlarını yükselteceği ve eninde sonunda temerrüt riskini artıracağı yönündedir. Ancak ulusal para birimiyle borçlanan ülkeler için bu iddia geçerli değildir. Ana akım/neoliberal/ortodoks ekol, devletin para yaratma kapasitesini göz ardı eder ve özel sektörün davranışını bütünüyle rasyonel varsayarak gerçekçi olmayan modellere dayanır. Ayrıca devlet borcunun mutlak büyüklüğüne odaklanırken, borcun makroekonomik işlevini ve reel kapasiteyle ilişkisini değerlendirmez.
Devlet borcu, ekonominin normal işleyişinin bir parçasıdır. Borç, aynı zamanda özel sektörün finansal varlığıdır. Devlet harcamaları sonucunda ortaya çıkan açıklar, özel kesimin tasarruf fazlasına denk düşer. Bu nedenle bütçe açıkları otomatik olarak bir kriz sebebi değildir. Keynesçi ekol, özellikle durgunluk dönemlerinde kamu harcamalarının zaruri olduğunu ve devletin açıklarının ekonomik toparlanmayı hızlandırdığını vurgular. Dolayısıyla devlet borcu, ekonomideki likiditeyi artıran ve talebi destekleyen yapısal bir unsurdur.
Kendi para birimini ihraç eden devletlerin borç krizine girmesi mümkün değildir. Bu devletler harcama yaparken önce para yaratır; vergilendirme ve tahvil ihracı ise likidite yönetimi araçlarıdır. Tahvil ihracı borçlanma değil, para........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar