Baharın şen kadehleri
“Mevsimlerin şahı İlkbahar ‘dır.’’ desem itiraz edeniniz olur mu? Sanmam. Uyanışı, başlangıcı, doğumu, yenilenmeyi temsil eden doğa şöleni baharla, ülkemin her köşesi ayrı güzeldir. Tarlalarda gelincikler, dağlarda endemik bitki örtüsünü oluşturan bin bir çeşit çiçekler açar. Sarı gelindir mimozalar, mor sümbüller, nergisler, frezyalar mis kokar.
Lalelerle İstanbul’da ilkbaharlar bir başka güzeldir.
Erguvanlar, kuru dallardan öbekler halinde patlayarak Boğaz kıyılarına ışıldayan pembe inci kolyeler gibi seriliverirler. Mavi gökyüzüne doğru uzanan dallarıyla her iki kıyıyı alabildiğine renklendirirler. Şehre bahar neşesi düşer. Derken, güneşin ısıttığı, rüzgarın ürperttiği mevsimle İstanbul’un renkli şen kadehleri, Sultanahmet’ten, Emirgan’a baş verirler.
Laleler… Arsız, sınırsız, tek başına ama birlikte ve bir o kadar rengarenk Laleler.
İstanbul bir kez daha mevsimi altın kadehlerden sunarken içimiz umutla dolar. Görsel zevkin tadıyla gözlerimizi doyururken, güzel havaların keyfini renklerle enerjiye dönüştürmeye meylederiz. Zor ve dalgalı yaşamın içine İlkbahar tılsımı düşer; yaradan doğanın büyüsüyle yaşam sevincini bir kez daha sımsıkı kucaklayalım, ister.
Süleyman Daşdağ; “Bir güzellik var rengarenk insanlarda./Çünkü bahar var bu sabah İstanbul’da.’’ Diye ilkbaharın coşkusunu dizelerine döker. Bahar, insanları doğanın kucağına davet eder. Evlerinden yeşil çimenlere, sahillere taşan; hafta sonları deniz kenarlarında, kır ve ormanlarda yürüyüş yapan, ağaçların altına........
© Anayurt
visit website