menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TEVRAT VE İNCİL’DE ZEKÂT-İNFAK-KENZ

11 0
16.07.2024

Tevrat ve İncil’de aynı Kur’an gibi Yüce Allah tarafından indirilmiş kutsal kitaplardır. Ancak Maide Suresi 15. Ayette “Ey Ehl-i Kitap! size, Kitap’tan gizlediğiniz birçok şeyi ortaya çıkaran, birçoğuna da dokunmayan Elçimiz (Kitabımız) geldi. Size Allah’tan bir nur ve açık bir kitap geldi” ve Al-i İmran Suresi 78. Ayette de “Onlardan bir takımı Kitaptan okur gibi dillerini eğip bükerler ki Kitap’tan sanasınız. Ama Kitaptan değildir. “O Allah katındandır.” derler, ama Allah katından da değildir. Allah’a karşı bile bile yalan söylerler.” Vahyedildiği gibi Tevrat ve İncil’de gizlenmiş ve anlamları farklılaştırılmış yerler maalesef çoktur.

Maide Suresi 13.Ayette de “Sözlerinden caydıkları için onları dışladık (lanetledik), kalplerini katılaştırdık. Kelimelerin anlamlarını yerlerinden kaydırarak tahrif ederler. Kendilerine hatırlatılan gerçeklerden nasip almayı unuttular. Pek azı müstesna onların yaptıkları bir hainliği haber alırsın. Yine de onları bağışla ve aldırma çünkü Allah, güzel davrananları sever” bu olay açıklanmıştır. Bu durumun Hz. İsa zamanından sonra oluştuğu ayetlerden bellidir.

İncil indiği zaman da ki Tevrat’ı tasdik ettiğine göre Hz. İsa zamanlarından sonra Tevrat’taki anlam bozulmaları başlatılmıştır. Nitekim Maide Suresi 46. Ayette “Sonra onların izinden Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı tasdik etsin diye gönderdik. Ona da içinde bir rehber ve nur olan İncil’i, önündeki Tevrat’ı tasdik etsin, çekinerek korunanlar için bir rehber ve doğru bilgi (öğüt) olsun diye verdik.” Ancak Kur’an da, Kur’an indiği zaman ki Tevrat ve İncil’i tasdik eden ayet yoktur. Ama tüm bunlar Tevrat ve İncil’in ayetlerinin tamamen tahrif edildiği anlamına da gelmez.

Maide Suresi 43 ve 44. Ayette “Ellerinde Tevrat, içinde de Allah’ın hükmü varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyor sonra da yüz çeviriyorlar? Bunlar inanıp güvenmiş kimseler değillerdir. İçinde (doğru yola) bir rehber ve nur olan Tevrat’ı biz indirdik. Allah’a teslim olmuş Nebîler, Yahudiler arasında onunla hükmederlerdi. Hocalar ve âlimler ise kendilerinden Allah’ın kitabını korumaları istenmesi sebebiyle onunla hükmederler ve ona şahit olurlardı. Siz, insanlardan korkmayın; benden korkun. Ayetlerimi geçici bir bedelle değişmeyin. Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyenler, kâfir olanlardır.” Vahyedildiği gibi Tevrat’ta Allah Kelamı olarak orijinalini korumuş sözler hala mevcuttur. Ayrıca Kur’an’ın inmesiyle birlikte artık Kur’an, Tevrat ve İncil’in üzerinde de söz sahibi olmuştur.

Maide Suresi 48. Ayette “Gerçekleri içeren bu Kitabı sana, önceki Kitapları onaylayıcı ve koruyucu özellikte indirdik. O halde aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sana gelen doğruları bırakıp onların arzularına uyma. Her birinize bir şeriat (kitap) ve bir yöntem (hikmet) verdik. Allah sizi tek bir toplum (tek bir nebînin ümmeti) yapmayı tercih etseydi yapardı. Oysa verdiği şeylerle sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmek için (böyle yaptı). Öyleyse (tartışma yerine) iyi işlerde yarışın. Tekrar hayata dönünce hep birlikte Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. O, anlaşmazlığa düştüğünüz konuları size bildirecektir” ve Maide Suresi 68. Ayette “De ki “Ey Ehl-i Kitap, Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirilmiş olanı tam olarak yerine getirmedikçe temelsiz kalırsınız.” Rabbinden sana indirilen (Kur’an), onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Artık o kâfirler topluluğuna üzülme” vahyedildiği gibi artık tüm insanlar Kur’an’la amel etmelidirler.

Kur’an’ın İlahi koruma altında olması durumu Yahudi ve Hristiyanların da kendi kutsal kitaplarının anlamları kaydırılmamış orijinal hallerini Kur’an’dan bulabileceğini, aslında tüm kutsal kitapların Kur’an’da vücut bulduğunu kanıtlar. Çünkü zaten Kur’an ayetleri; Tevrat’tı da İncil’i de Zebur’u da kapsar. Yani tüm kutsal kitaplar ilahi koruma altında Kur’an’la vücut bulmuşlardır.

Bu kapsamda Kur’an’la örtüşen Tevrat ve İncil bölümlerindeki Zekât, İnfak ve Kenz kavramlarını ele alacağız. Bu bir kesinlik anlamı değildir. Ancak yüksek ihtimalle altta paylaşılan bölümlerin orijinaline en yakın bölümler olduğunu Kur’an ışığındaki ayetlerden anlamaktayız.

İncil Luka 12 : ‘’İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: “Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler. Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları,........

© Adil Medya


Get it on Google Play