menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Devrimin onuru: Kadına Seçme ve Seçilme hakkı

12 0
05.12.2024

90 yıl önceydi. Türk kadını pek çok Batı ülkesinden önce Seçme ve Seçilme hakkına kavuştu.

Kadını sadece anne olarak değil, toplumun yarısını temsil eden bir “birey” olarak gören, “aydın ve önder kadın projesi” ile dünyaya örnek olan Mustafa Kemal Atatürk, “kadın çağ”ını başlattı.

Uygar Dünya(!), kadın-erkek eşitliğini yıllarca tartışmış, kadın beyni ile erkek beynini kıyaslayacak araştırmalara bile girişmiş ancak özellikle siyasal haklar konusunda çok kıskanç davranmıştı. Genç Cumhuriyet ise kadın-erkek eşitliği tartışmalarını bir çırpıda aşarak, kadını ulusun yöneticileri, önderleri arasına katmıştı.

Bu, Devrimin zaferiydi, yüz akıydı, onuru ve umuduydu…

Kadınların eğitim oranları hızla artıyordu. Kadın artık okulda, üniversitede, sosyal yaşamda, bilimsel yaşamda görünürlük kazanıyordu. Avukat, mühendis, öğretmen, doktor, kimyager oluyor, hatta göklere yükseliyordu; tıpkı Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen gibi.

1935 Genel Seçimlerinde 18 kadın milletvekili TBMM’ne girdi. Bunların içinde biri çok özeldi. Türkiye’nin ilk ve hala tek olmayı sürdüren köylü kadın milletvekili; Satı Çırpan. “Satı Kadın” Ziraat Komisyonuna da üye yapıldı.

Türkiye’nin siyasal yaşamında 18 kadın milletvekiline ulaşmak için ne yazık ki 64 yıl geçmesi gerektiği o günlerde hayal bile edilemezdi.

Oysa gün geldi, karşı devrimciler harekete geçti. Temiz ve berrak sular tersine akıtılmaya başlandı.

Taze bir filiz olan kadın haklarını bile kadına çok görenler onu sosyal yaşamdan dışlamaya çalıştı. Kimi zaman yaşam hakkını, kimi zaman özgürlüklerini........

© 12punto


Get it on Google Play