Etik iz ekonomisi
“Erdemin birleştirdiklerini ölüm ayıramaz.”
Bir zamanlar bu söz, bir mezar taşında, bir dostluk hikâyesinin sonunda ya da bir kahramanın ardında kalan bir anıtta yer alırdı. Ölümün gücüne karşı erdemin kalıcılığına inanılırdı. Fakat artık ölüm yalnızca biyolojik bir son değil; dijital bir geçiş. Erdemin izleri artık mermere değil, veri tabanlarına kazınıyor.
Dijital çağda her eylem, her söz, her paylaşım bir etik iz bırakıyor. Bir tweet, bir dayanışma mesajı ya da bir yardım kampanyası paylaşımı, hepsi ağın belleğine kazınmış birer dijital davranış formu. İyilik artık kulaktan kulağa değil, algoritmadan algoritmaya yayılıyor. Böylece klasik anlamda erdemin dijital biçimi ortaya çıkıyor: Etik iz.
Bu izler, ölümün bile silemediği yeni bir ahlaki belleğe dönüşüyor. Bir insanın empati, adalet ya da dayanışma yönelimleri artık yalnızca hatıralarda değil; arşivlerde, hashtaglerde, dijital hafızalarda yaşıyor. Ölüm bu bağı ayıramıyor çünkü ağ unutmuyor. Eskiden erdem bir karakter meselesiydi; şimdi ise bir veri........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel